| Kendimi sadece beyaz kıyafetle rahat hissediyorum. | Open Subtitles | فقط لأني أشعر بالراحة حين أرتدي البدلات البيضاء |
| Neden bir lastik dükkânında kendimi bu kadar rahat hissediyorum? | Open Subtitles | لماذا أشعر بالراحة عندما أكون في محل للإطارات ؟ |
| Öncelikle, tabanca taşıyan bir çam yarmasıyla iş konuşurken kendimi rahat hissetmiyorum. | Open Subtitles | أولاً : لا أشعر بالراحة بالتحدث عن العمل مع عملاق يحمل بندقية. |
| Hayır ...ama onlar çevremde değilken daha iyi hissediyorum.. | Open Subtitles | كلاّ، ولكنّني أشعر بالراحة حينما لا يكونون بالأنحاء |
| Paylaşmak istediğim bir şey var ama sizin önünüzde söylemekten biraz rahatsız oluyorum da. | Open Subtitles | لدي شيئ أريد مشاركته . لكن لا أشعر بالراحة لقوله أمامك |
| Ya da "Çıplak ayakla daha rahatım.". | Open Subtitles | أو أني أشعر بالراحة أكثر و أنا حافي القدمين |
| Kendimi çok ama çok iyi ve Rahatlamış hissetmiştim. | Open Subtitles | وأنا سعيد أنّني فعلت الآن أشعر بالراحة |
| Annen davet yemeğini pişirmek istemediğinde... çok rahatladım. | Open Subtitles | أشعر بالراحة الشديدة لأن أمك قررت عدم طبخ عشاء ما قبل الزفاف |
| Bu konuda kendimi iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد لا أشعر بالراحة جرّاء ذلك |
| Evlatlık vermek için bir bayanla konuşuyordum ama o insanlarla bir türlü rahat hissedemedim. | Open Subtitles | أنا تكلمت مع سيدة للتبني لكني لا أشعر بالراحة مع أولئك الأشخاص |
| Kadın kıyafetlerinin olduğu yerde hiçbir zaman rahat hissedemiyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة أبداً في قسم النساء |
| Ayrıca bu pullu bedende kendimi daha rahat hissediyorum. | Open Subtitles | الآن أشعر بالراحة أخيراً في جلدي المدبوغ القشري |
| Ve şimdi pullu derimin altında kendimi rahat hissediyorum. | Open Subtitles | والآن , أشعر بالراحة أخيرا في جلد بشرتي المتقشرة |
| Daha rahat hissetmemi sağlıyor. Daha rahat. Kendimi rahat hissediyorum. | Open Subtitles | يجعلني أشعر بطمأنينة أكثر براحة أكثر، أشعر بالراحة |
| Ben sadece senin kadar hassas olan biriyle kendimi rahat hissetmiyorum. | Open Subtitles | تعرف، لا أشعر بالراحة بوجود رجل حسّاس جداً مثلك. |
| Yani çoğu kız giyiyor ama ben kendimi rahat hissetmiyorum. | Open Subtitles | أقصد، أنني أعلم أن معظم الفتيات يرتدين ذلك، لكنني لا أشعر بالراحة بهم |
| Şu an hiç rahat hissetmiyorum. Avukatımı falan aramam gerekiyor mu? | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة حيال الأمر أيتوجب علي الإتصال بمحامي؟ |
| Her neyse, ben... Kendimi gayet iyi hissediyorum çünkü istediğim vücuda sahibim artık. | Open Subtitles | أخيراً ، أشعر بالراحة الآن لأني حصلت على الجسم الذي أريده |
| Fakat söylemeliyim ki, Hücumda olmak konusunda iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لكن يجب أن اقول، أشعر بالراحة لكوني هجومي |
| Bu konuda konuşmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لا, بصراحة, أنا لا أشعر بالراحة |
| Ciddiyim. Bu konuda konuşmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لا, بصراحة, أنا لا أشعر بالراحة |
| Kimse olmayınca çok rahatım. | Open Subtitles | كما توقعت أنا أشعر بالراحة لوحدي |
| Rahatlamış olmam mı gerekiyor? | Open Subtitles | هل من المفترض أن أشعر بالراحة ؟ |
| Ben sadece... her şey bittiği için gerçekten çok rahatladım. | Open Subtitles | ... أنا فقط حقاً , حقاً أشعر بالراحة لأنتهاء هذا |
| Burada iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة هنا |
| Ve lisede kendimi tam olarak hiçbir zaman rahat hissedemedim. | Open Subtitles | في المدرسة الثانوية لم أشعر بالراحة أبداً بين زملائي.. |
| Temizlikçinin yanında rahat hissedemiyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة تجاه الخادمين |