"أشعر بالغرابة" - Translation from Arabic to Turkish

• garip hissediyorum
• tuhaf hissediyorum
• garip hissettiriyor
• biraz tuhaf
• garip geliyor
• garip hissettim

Kendimi biraz garip hissediyorum.
أشعر بالغرابة نوع من الرغبة الملحة داخلي

Kapıyla konuştuğum için cidden garip hissediyorum. Açmanın bir sakıncası olur mu?
أشعر بالغرابة للحديث مع الباب هل تمانع إن فتحت الباب؟

Odadaki tek elbisesiz insan olmaktan dolayı kendimi biraz garip hissediyorum..
و أشعر بالغرابة بعض الشيء لكوني الوحيدة في هذه الغرفة التيلاترتديأيملابس،لذلك ..

Kastettiğim, iblisin kanı yüzünden tuhaf hissediyorum.
كلا, عنيت أننى أشعر بالغرابة من دماء هذا الشيطان

Onu görmek garip hissettiriyor ama çok da değil.
أشعر بالغرابة عند رؤيته، لكن مع ذلك ليس بنفس القدر.

Esasında, ayık kalmaya çalıştığın için senin önünde yemek biraz tuhaf geliyor.
بصراحة، أشعر بالغرابة قليلاً من تعاطي المخدرات أمامك بينما تحاولين أن تبقي متزنة.

İçimden çıkan bir şeyin bu şekilde gösterilmesi garip geliyor.
أشعر بالغرابة وأنا أمتلك بداخلي شيء كهذا

Üzgünüm ben sadece çok garip hissettim, sanki daha önce buraya gelmiş gibiyim.
آسفة، أشعر بالغرابة كأني كنت هنا من قبل

Eldiven giysem bile eşyalarına dokunurken garip hissediyorum.
أشعر بالغرابة للمس أغراضه بالرغم من إرتدائي للقفازات

Eski kız arkadaşımla yaşama konusunda garip hissediyorum.
أشعر بالغرابة بالعيش مـع خليلتـي السـابقة

Yani, genel olarak garip hissediyorum.
أعني، إنني أشعر بالغرابة نوعاً ما

Kendimi biraz garip hissediyorum.
أشعر بالغرابة رغبة ملحة في داخلي

Bu yüzden kendimi çok garip hissediyorum. Kimin bu ya?
أشعر بالغرابة من هذا من يقول هذا؟

- garip hissediyorum, dengesizmişim gibi.
أشعر بالغرابة وكأني أفقد توازني

Son birkaç gündür biraz tuhaf hissediyorum.
لقد كنت أشعر بالغرابة في الأيام القليلة الماضية.

Kendimi tuhaf hissediyorum, ama iyi anlamda. Ben işeyeceğim.
أنا أشعر بالغرابة, و لكن بطريقة جيدة

Biraz tuhaf hissediyorum.
حسنا, أشعر بالغرابة بعض الشىء.

Bu beni garip hissettiriyor.
إنها تجعلني أشعر بالغرابة.

Ali'nin eşyalarını onlara vermek çok garip hissettiriyor.
أشعر بالغرابة حيال إعطائهم أغراض (آلي) جميعها

Bayan Grimes, ofiste oturup hiçbir şey yapmadan para almak garip hissettiriyor.
آنسة (غرامز) أشعر بالغرابة بجلوسي في هذا المكتب وأتقاضى مالاً مقابل لا شيء

O makale yüzünden ödül kazanmak biraz tuhaf.
أشعر بالغرابة لفوزي من أجل هذا المقال

Sadece ikimizin dans etmesi ve seninle aynı parfümü sürmemiz biraz garip geliyor.
أشعر بالغرابة أننا الوحيدان الذان نرقص وأننا نضع نفس العطر

- Yüzüm garip geliyor. - Seni anlıyorum, kardeşim.
أشعر بالغرابة دون لحية - أحس بك يا أخي -

Çok garip hissettim ha.
ذلك يجعلني أشعر بالغرابة