"أشعر بذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• hissediyorum
• hissedebiliyorum
• Hissetmedim
• hissetmek
• hissetmeye
• hissetmiyorum

Biliyorum çünkü sende yetenek var, bende vizyon, ve hissediyorum.
أعلم لأن لديك المهارة، وأنا لدي الرؤيا، ولأني أشعر بذلك.

Bunu hissediyorum! İşte tamam! Her şey bizi bekliyor!
يمكنني أن أشعر بذلك هذه هي ، سيكون كل شيئ على ما يرام

Bunu Leslie öldüğünden beri biliyorum, bunu hissediyorum...
كل ما أعرفه أني أشعر بذلك منذ وفاة ليسلي

Bunun kanıt niteliği taşımadığını biliyorum ama orada duran o; hissedebiliyorum bunu.
أعلم بأنّ هذا ليس دليلاً أو ما شابه، ولكنّه هناك، أشعر بذلك

Ve o öldüğünde bu kasaba da ölecek. Bunu hissedebiliyorum.
وعندما يموت , ستموت البلدة معه أشعر بذلك

Erkeklerle öpüştüm. Sadece o şeyi Hissetmedim.
لقد قبلت رجالا أنا فقط لم أشعر بذلك الشيء

Hayır, beni ısırdıklarında ne hissettiklerini çok iyi biliyorum. Çünkü seninle her birlikte olduğumuzda böyle hissediyorum.
أنا أعرف بالتحديد ما الذي يشعروا به عندما بعضونني أشعر بذلك في كل مرة نكون سوياً

Bu iyi bir adam. Yetenekli. Bunu hissediyorum.
إنه رجل صالح , يملك رؤية ثاقبة أشعر بذلك

- Yalnız değilsin. - O halde niye böyle hissediyorum?
أنتِ لستِ وحيدة إذاً لماذا أشعر بذلك الشعور ؟

- Bunu hissediyorum. - Teşekkürler. Hoşça kalın.
ـ أنا أشعر بذلك فحسب ـ شكراً لا، إلى اللقاء

Bir şey yakaladığıma eminim. Bunu hissediyorum. Senin içine doğan şu şeyler gibi.
إنّي بصدد أمر ما هنا، أشعر بذلك وكأنّها إحدى أحاسيسك

Bunu hissediyorum.
لكن هذا يبدو منطقيّاً. هذا مريح. أشعر بذلك.

Bugün uzun zamandır olmadığı kadar kendimi iyi hissediyorum.
لقد شعرت بتحسن اليوم ، حيث لم أشعر بذلك منذ وقتاً طويل

Dilinizin ucunda bir şey var, bunu hissedebiliyorum... benden bir şey isteyeceksiniz, Binbaşı.
هناك شىء ما قادم أشعر بذلك وقادم بإتجاهى انا أيها القائد

Söz konusu annem olduğunda, senden çok daha yoğun hissedebiliyorum.
,على الرغم من قلق والدتى أستطيع أن أشعر بذلك افضل منك

Bir şeyler yanlış. hissedebiliyorum.
حسناً ، هناك شيء خطأ أستطيع أن أشعر بذلك

Dilinizin ucunda bir şey var, bunu hissedebiliyorum... benden birşey isteyeceksiniz, Binbaşı.
هناك شىء ما قادم أشعر بذلك وقادم بإتجاهى انا أيها القائد

Ben çok uzun bir süre öyle Hissetmedim.
حسنٌ، إنني.. لم أشعر بذلك الشعور لفترةٍ طويلة

Ama ben Hissetmedim, ta ki... Ta ki o adada yarı ölü duruma düşünceye kadar.
لكنني لم أشعر بذلك إلى أن شارفت على الموت في تلك الجزيرة

Yarış arabalarıyla hissetmek gibi.
لقد اعتدت أن أشعر بذلك عند استقلال السيارات

İyileşmeyeceğini anladım ama bunu hissetmeye devam ediyorum.
أتفهم من أنني لن أخلد للشفاء، لكن مازلت أشعر بذلك أو أعتقد من أنني أفعل عليّ أن أنتظر وأرى

Sen öyle söylüyorsun ama ben öyle hissetmiyorum. Bunu hissetmiyorum.
أنتِ تقولين ذلك لكني لا أشعر به لا أشعر بذلك