| 10'da gelecekler, o yüzden eşyalarını misafir odasından alır mısın? | Open Subtitles | إنهم قادمون بالعاشرة هلا نقلت أشياءك من غرفة الضيوف؟ |
| eşyalarını topla arkadaşlarınla vedalaş beraber Amerika'yı fethetmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | عد إلى أشياءك القي بوداعاتك و سنجتاح أميركا معاً |
| - Bak, Gitme. eşyalarını almaya çalıştığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعني، لا تذهب آسفة بشأن محاولتي أخذ أشياءك |
| Huguenot bir patates senden daha iyidir. eşyalarınızı toplayın. | Open Subtitles | ليبير هو بابا هاجينوت أكثر منك اكسر أشياءك |
| - Başka biri olmalı... - Neden senin Eşyalarına hiç dokunmamışlar? | Open Subtitles | .. ـ أحداً ما هو من فعل ذلك ـ و لما لم يلمس أشياءك ؟ |
| Ve bugün, biz bunu sizin kullanıp attığınız nesnelerden elde ediyoruz ve yine sizin kullanacağınız yeni eşyaların üretiminde kullanıyoruz. | TED | واليوم نحن ننتجها من اشياءك القديمة وتعود ثانية في أشياءك الجديدة |
| Niles'la ben her şeyini hayır kurumuna bağışlamaya karar verdik baba. | Open Subtitles | أبي سو تسعد لمعرفتك أننا أنا ة نايلز قد قررنا التبرع بكل أشياءك للجمعيات الخيريه |
| Acele et, eşyalarını al. Ziyaretçilerin senin için geldiğine dair bazı hislerim var. | Open Subtitles | الآن، أسرع وأحضر أشياءك لديّ إحساس أن الزائرون هنا من أجلك |
| eşyalarını çaldığım için özür dilerim. Duke, ben Nathan. 1983 yılından yazıyorum. | Open Subtitles | أنا آسف حول سرقة أشياءك الخاصة ديوك انا نايثن اكتب هذا عام 1983 |
| Büyük çekmeceye eşyalarını koyabilirsin. | Open Subtitles | في هذا الدرج الكبير يمكنك أن تضع به أشياءك |
| Annem bir gün sabah kapımı çalıp ''Raj, eşyalarını topla, gitmeliyiz'' dedi. | TED | طرقت أمي باب غرفتي ذات صباح وقالت،" راج، اجمع أشياءك -- علينا أن نرحل." |
| Atlarla ilgilenip gelip eşyalarını toplamana yardım ederim. | Open Subtitles | سأعتني بالخيول و أعود و أساعدك بجمع أشياءك ... |
| Gidip eşyalarını alalım. Buraya taşınıyorsun. | Open Subtitles | سنذهب لنحضر أشياءك ثم تنتقلين للعيش هنا |
| Dawn, eşyalarını topla. Gidiyoruz buradan. | Open Subtitles | داون احضري أشياءك سنخرج من هنا |
| Şimdi eşyalarını al, seni eve götüreyim. | Open Subtitles | و الآن احضر أشياءك و سآخذك للمنزل |
| Onu oraya koyma. eşyalarını lütfen yukarı çıkar. | Open Subtitles | لا تضع هذا هنا خذ أشياءك إلي الأعلي |
| Bütün eşyalarını toplayıp, depoya koyduk. | Open Subtitles | جمعنا كل أشياءك ووضعناها في المستودع. |
| Kadını yakalayıp eşyalarınızı geri almak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سوف نبذل قصارى جهدنا للقبض على هذه المرأة ونعيد لك أشياءك |
| Tüm değerli eşyalarınızı pırr-acağım. | Open Subtitles | سوف أستولي على أشياءك الثمينة. |
| Senin Eşyalarına böyle yapıyor muyum? | Open Subtitles | إنها لي هيا، أنا لا أقوم بفتح أشياءك |
| Kovuldun, sen ve eşyaların burdan gidiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت مطرود يجب أن تجمع أشياءك و ترحل |
| Gel, her şeyini buraya koydum. | Open Subtitles | تعال. لقد وضعت كل شيء هنا. كل أشياءك. |
| Yaşın gittikçe ilerliyor, alınma ama, eşyaları nereye koyduğunu büyük ihtimalle unutuyorsundur. | Open Subtitles | فأنتِ كبيرة في السن و مع احترامي فربما تنسين أين وضعتي أشياءك |
| Misafir odasındaki dolabın içinde eşyalarının olduğu bir ya da iki tane kutu var. | Open Subtitles | هناك علبة أو علتين من أشياءك ما زالت في خزانة غرفة الضيوف |