| Gölgelerin içine çekildiğimde, ondan daha kötü şeyler olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما سحبت في الظل رأيت هناك أشياء أسوأ بكثير منها |
| İnan, köpeklere yakalanmaktan çok daha kötü şeyler var. | Open Subtitles | يجب أن تصدقني هناك أشياء أسوأ بكثير من أن يحصلوك بكلابهم. |
| Streoid kullanmaktan çok daha kötü şeyler de yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ أشياء أسوأ بكثير من معاقرة المنشطات |
| Issız bir adada terk edilmekten daha kötü şeyler de var. | Open Subtitles | هناك أشياء أسوأ بكثير من العزلة |
| Dünyada bundan daha kötü şeyler vardır. | Open Subtitles | في العال، هناك أشياء أسوأ بكثير |
| Ölümden çok daha kötü şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك ثمّة أشياء أسوأ بكثير من الموت! |
| Patty ölümden çok daha kötü şeyler vardır yalanlarla yaşamak gibi. | Open Subtitles | (باتي)... هناك ثمّة أشياء أسوأ بكثير من الموت! مثل العيش مع الأكاذيب! |