| Sonuçta o bir hayal, yapabileceği daha iyi şeyler var. | TED | لقد كان حلماً، بحق المسيح، كان عنده أشياء أفضل ليفعلها. |
| Fotoğraflarını çekmek için, sayılardan daha iyi şeyler düşünebilirim, hayatım. | Open Subtitles | يمكنني التفكير في أشياء أفضل لتصويرها عن الأرقام يا عزيزتي |
| İyi oldu. Siz saçmalayacaksanız, benim yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | إذا كنت ستناقشين هذا الهراء . لدي أشياء أفضل أقوم بها |
| Eğer oynamayacaksan, yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | إذ لا ،لدي أشياء أفضل أفعلها في يوم السبت |
| Yapacak daha iyi şeylerim var. | Open Subtitles | أنا لا أقرأ صفحات المجتمع. لدي أشياء أفضل للقيام به |
| Yapacak daha iyi işleri var. | Open Subtitles | لإنهائه بسرعة ذلك كل عنده أشياء أفضل لتعمل |
| Yapacak daha iyi şeylerin olduğundan eminim, gidilecek yerler,görecek insanlar. | Open Subtitles | أنني متأكد عندك أشياء أفضل لتفعليها، أماكن لتذهبي اليها، ناس لتريهم |
| Komutanların birbirine ateş etmekten daha iyi bir işi var. | Open Subtitles | القادة لديهم أشياء أفضل من إطلاق النار على بعضهم |
| Ben de bunun bir köpek partisi olduğunu ve düşünecek daha iyi şeylerimiz olduğunu fark edene kadar bunu merak ediyordum. | Open Subtitles | تعلمين, لقد كنت أفكر في نفس الشيء حتى تذكرت.. أنها حفلة كلاب, ولدينا أشياء أفضل لنفكر بها |
| Bu ana-okulu saçmalıklarını dinlemekten daha önemli işlerim var. Bitirdik mi? | Open Subtitles | لدي أشياء أفضل لأفعلها إستمعوا لروضة الأطفال هذه هل انتهينا ؟ |
| Ahali, paranızla daha iyi şeyler yapamaz mısınız? | Open Subtitles | أنتم أيها الناس الا يوجد لديكم أشياء أفضل لتفعلوها بنقودكم؟ |
| Bir cadı kaprislerine kovalayan daha yapacak daha iyi şeyler elde edilir biri. | Open Subtitles | شخص لديه أشياء أفضل ليفعلها . من ملاحقة ساحرة |
| Annem, yeni çevrenin bize daha iyi şeyler getirmesini umuyordu. | Open Subtitles | كانت تتمنى أمي في كل مكان جديد أن تأتي أشياء أفضل لنا |
| Elimizdeki teknolojiyle daha iyi şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد أن هناك أشياء أفضل للقيام مع التكنولوجيا لدينا. |
| Elimizdeki teknolojiyle daha iyi şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه توجد أشياء أفضل لنفعلها بواسطة تكنولوجيتنا |
| Onlardan daha iyi şeyler yapıyorum, çünkü... | Open Subtitles | لقد صنعتُ أشياء أفضل منهما, لأنه, كما تعلم.. |
| Eğer oynamayacaksan, yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | إذ لا ،لدي أشياء أفضل أفعلها في يوم السبت |
| Bu deftere yazmayı kabul etmemin tek sebebi, büyüyüp zengin ve ünlü olduğumda bütün gün insanların saçma sorularını cevaplamaktan daha iyi işlerim olacağı gerçeği. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي دعاني للكتابة في هذا الشيء هو أنه عندما سأصبح غنيّاً ومشهوراً سأجد أشياء أفضل لأفعلها غيرالاجابة عن الأسئلة الغبية للنّاس طوال اليوم |
| Sorumsuz, bencil biriyle uğraşmak yerine benim de yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | أعلم أنه لدي أشياء أفضل أقم بها. أفضل من الإعتناء بمراهقة أنانية. |
| Ona şimdi söyle. Yapacak daha iyi şeylerim var. | Open Subtitles | أخبره الآن لدي أشياء أفضل لأفعلها |
| Zamanımı geçirmek için yapacak daha iyi şeylerim var. | Open Subtitles | لدي أشياء أفضل لأملء بها وقتي |
| Belki de bundan daha iyi işleri vardır. | Open Subtitles | ربما لديها أشياء أفضل لفعلها من القدوم إلى هنا. |
| Gidebilirsin. Yapacak daha iyi şeylerin olmalı. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب لابد أن لديك أشياء أفضل من أن تلبسنى ملابسى |
| Sana kolumdan daha iyi bir şey verebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أفكر في أشياء أفضل لتعطيك البعض من ذراعي. |
| Senden başka konuşacak daha iyi şeylerimiz vardı. | Open Subtitles | لدينا أشياء أفضل للتحدث عنها غيرك |
| Sen yapılışından beri evi izledin. Benim daha önemli işlerim vardı. | Open Subtitles | -أنتِ شاهدت البيت منذ بنائه , أنا لدي أشياء أفضل لأفعلها |
| Bir Feldmareşal ve bir General, hepimizin Führer'inden daha iyi işler yapacaklarını ilan ediyorlar. | Open Subtitles | فيلدمارشال و جنرال أعلنا أنهما كان في إستطاعتهما أن يفعلا أشياء أفضل منه مَنِ الفيورر منّا كلنا ! ؟ |