| Bebekliğin erken dönemlerindeki böyle şeyler gerçek bebeklerde olur. | TED | أشياء مثل هذه في البداية المبكرة للرضع تحدث مع الرضع الحقيقيون. |
| Ben doktorum. böyle şeyler söylemem gerekir. | Open Subtitles | أنا طبيب من المفترض أن أقول أشياء مثل هذه |
| Hayır. Ama böyle şeyler denememiz heyecan verici. | Open Subtitles | لا، أنه فقط من المثير أننا نجرب أشياء مثل هذه |
| böyle şeyler özellikle son 3 gündür başıma geliyor | Open Subtitles | أشياء مثل هذه كانت تحدث لي في3 ايام الماضية |
| İç organları alıp hazırlıyorum, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | أقوم بأخراج الأعضاء وأجهزها أشياء مثل هذه |
| Ve henüz, tüm hayatım boyunca böyle şeyler görmedim. | Open Subtitles | وحتى لأن , فى حياتى كُلها لم أرى أشياء مثل هذه من قبل |
| Pekâlâ, normalde böyle şeyler söylemem ama çok iyi bir iş çıkardın. | Open Subtitles | حسناً,أنا عادة لا أقول أشياء مثل هذه لكن.. لقد قمت بعمل جيد هناك |
| Biliyor musunuz, tüm bu küresel garipleşme gibi şeyler yüzünden böyle şeyler hakikaten buralarda gerçekleşebilir. | Open Subtitles | هل تعرف أنه بوجود التناقض العالمي وكل شيء, أشياء مثل هذه يمكن أن تحدث هنا. |
| böyle şeyler söyleme lütfen, tamam mı? | Open Subtitles | لا تقولي أشياء مثل هذه , من فضلك ,حسنا ؟ |
| Tamam, zaman zaman böyle şeyler göreceksin. | Open Subtitles | حسناً ، سوف تبدأ برؤية أشياء مثل هذه من وقت لآخر |
| Farkında mısın, sen böyle şeyler söyleyince fiyat tavan yapıyor. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك عندما تقول أشياء مثل هذه ثمن السهرة يرتفع |
| Yatmadan önce böyle şeyler izlemenizi sevmiyorum. | Open Subtitles | لا يعجبني الأمر عندما تشاهدون يا أولاد أشياء مثل هذه قبل النوم، أتفقنا؟ |
| Biliyorum ki burada böyle şeyler olmaz beşinci katta. | Open Subtitles | أعرف أن أشياء مثل هذه لا تحدث هنا في الطابق الخامس. |
| böyle şeyler hep olur. Ben bunun için yaratılmışım. | Open Subtitles | أشياء مثل هذه تحدثُ وأنا مبنية لتحمّلّها. |
| Bana hep böyle şeyler söylüyorsun. | Open Subtitles | تقولين لي دائماً أشياء مثل هذه |
| Yaşlı insanlar böyle şeyler kurar, değil mi? | Open Subtitles | العجائز يتخيلون أشياء مثل هذه ، صحيح؟ |
| Hep böyle şeyler söylüyorsun. | Open Subtitles | عليك الإستمرار فى قول أشياء مثل هذه |
| böyle şeyler yapmamı sağlıyor. | Open Subtitles | فإنه يسمح لي أن أفعل أشياء مثل هذه |
| Yap-boz, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | ألغاز ، أشياء مثل هذه |
| Bazen bunun gibi şeyler olur. | Open Subtitles | أحياناً أشياء مثل هذه ، تحدث |