| Doğru değildi, bende panikledim... çünkü bir yerde olamam gerekiyordu. | Open Subtitles | لم تكن الساعة تعمل لذا أصبت بالذعر لأنه كان لابد على الذهاب لمكان ما |
| Polis arabasının arkasında oturuyordum, üzerimdeydi ve panikledim, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كانت في المقعد الخلفي في سياره الشرطه وكانت معي .. ولذا أصبت بالذعر .. حسناً ؟ |
| Üzgünüm anne. Hacın kaybolduğunu gördüm ve panikledim. | Open Subtitles | أمي, أنا أسف لقد رأيت الصليب يذهب و أصبت بالذعر |
| Evet, ama ona sebebini söylemedim anne. Sadece panikledim. | Open Subtitles | نعم، لكنني لم أخبره بالسبب يا أمي بل أصبت بالذعر |
| Bella, üzgünüm. panikledim. | Open Subtitles | -منتدى أفلام العرب أنا اَسف جداً , لقد أصبت بالذعر |
| panikledim, ve çok utanmış hissettim. | Open Subtitles | أصبت بالذعر وأشعر بالخجل الشديد من نفسي |
| panikledim. Her şeyi sakladım. | Open Subtitles | أصبت بالذعر وأخفيت كل شيء |
| panikledim. Tamam m? | Open Subtitles | لقد أصبت بالذعر. |
| Haklı olarak panikledim. | Open Subtitles | لقد أصبت بالذعر ولسبب وجيه |
| Sanırım panikledim. | Open Subtitles | أعتقد أني أصبت بالذعر . |
| panikledim. Chrissie ötecek sandım. | Open Subtitles | أصبت بالذعر, اعتقدت أن (كريسي) أنتهى |