| Özür dilerim, Madam. Düşüncesizlik ettim. Benim de Tavistock'da arkadaşlarım var da. | Open Subtitles | لقد كنت وقحاً لأن لدي أنا أيضاً أصدقاء في تافيستوك |
| Düşüncesizlik ettim. Benim de Tavistock'da arkadaşlarım var da. | Open Subtitles | لقد كنت وقحاً لأن لدي أنا أيضاً أصدقاء في تافيستوك |
| Raporlara göre Russel'ın destroyerde pek arkadaşı yokmuş. | Open Subtitles | ما هوا موجود في تقرير راسيل يبدو أنه . لم يكن له أصدقاء في المدمرة |
| Yazın işe ihtiyacın varsa beni ara. Inquisitor'da dostlarım var. | Open Subtitles | اتصلي بي عندما تبحثين عن عمل صيفي "عندي أصدقاء في جريدة "إنكويزيدور |
| - Şikago da arkadaşların var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لديك أصدقاء في شيكاغو؟ |
| Wall Street'te dost diye bir sey yoktur demistin ya. | Open Subtitles | و لكنك قلت أنه لا يوجد أصدقاء في وول ستريت |
| Bahse varım Sparkle'da dostları vardır. Hep not alıyordu. | Open Subtitles | أنا أضمن بأنّ لديها أصدقاء في البراعة، لقد أخذت الملاحظات دائما |
| Adliyede birkaç dostum var. Oraya gidip, bu Coolidge olayını erteleyebilir miyiz diye bakacağım. | Open Subtitles | لدي أصدقاء في المحكمة سأذهب وأطلب منهم تأجيل محاكمة (كوليدج)، حسنًا؟ |
| Washington ve NASA'da arkadaşlarınız var, onları arayabilirsiniz değil mi? | Open Subtitles | لديك أصدقاء في واشنطون و وكالة ناسا يمكنك الإتصال بهم صحيح ؟ |
| Ne güzel bir öğüt. "İsimsiz Âlkolikler" de arkadaşlarım var. Onlar sadece âlkolik. | Open Subtitles | ـ هذه نصيحة جيدة ـ لدي أصدقاء في حالات الإدمان ، إنهم كحوليين فقط |
| Trelleborg'dan bir feribota binebilirim. Almanya'da arkadaşlarım var. | Open Subtitles | يمكنني الإبحار من تريلبورغ لدي أصدقاء في ألمانيا |
| Maldito'da arkadaşlarım olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أليس كذلك؟ أتعلم أن لدي أصدقاء في مالديتو؟ |
| FBI'da arkadaşlarım var. | Open Subtitles | لدي أصدقاء في مكتب التحقيقات الفدرالي |
| Ailesi ve hiç yaşıtı arkadaşı yok, birbirine bağlı bir gurubu görüyor, | Open Subtitles | ليس لديه عائلة، ليس لديه أصدقاء في نفس عمره |
| İşyerime geldi ve dedi ki, avukatım ve eyalet savcılığı bürosunun bir arkadaşı olarak, ne yaptığımı biliyormuş, ...çektiğimiz araçları uyuşturucu naklinde kullanıyormuşuz. | Open Subtitles | أتى إلى ورشتي وقال أنه بصفته محاميّ وفي الوقت نفسه له أصدقاء في مكتب النائب العام فإنه يعرف ما أفعله |
| Başardım çünkü Tayland'da dostlarım vardı. | Open Subtitles | لأن... لي أصدقاء في "تايلاند" |
| Fransa'da dostlarım var. | Open Subtitles | لدي أصدقاء في (فرنسا) |
| Mozzie, gerçekten FBI'da arkadaşların var mı? | Open Subtitles | ألديكَ أصدقاء في المباحث الفدرالية حقًا يا (موزّي)؟ تعليمن أني لا أستطيع التحدث في هذا الأمر |
| John, Rusya'da arkadaşların olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -أجل . قال (جون) إن لديك أصدقاء في (روسيا). |
| Wall Street'te dost diye bir sey yoktur demistin ya. | Open Subtitles | و لكنك قلت أنه لا يوجد أصدقاء في وول ستريت صحيح |
| Yüksek yerlerde dostları var, düşmanı kim olursa olsun.. | Open Subtitles | لديه أصدقاء في مناصب عالية وأيّاً كان هذا الشخص فلديه أعداء |
| Adliyede birkaç dostum var. Oraya gidip, bu Coolidge olayını erteleyebilir miyiz diye bakacağım. | Open Subtitles | لدي أصدقاء في المحكمة سأذهب وأطلب منهم تأجيل محاكمة (كوليدج)، حسنًا؟ |
| Pentagon'da arkadaşlarınız var. | Open Subtitles | - عن ماذا؟ لديك أصدقاء في وزارة الدفاع الأمريكية أليس كذلك؟ |
| Ayrıca Ice Capades'de de arkadaşlarım var, ilgilenirseniz. | Open Subtitles | لديّ أصدقاء في آيس كابيديس أيضاً، في حال كانت لديكما رغبة. |
| Hatırlasana, okumaya bayılırdı, nükleer bir savaş vardı ve hiç bir dostu yoktu, aşağıda kütüphanenin bodrumundaydı. | Open Subtitles | تذكر، كان يحب القراءة، وقد كان هناك حرب نووية، ولم يكن لديه أصدقاء في أي مكان، وقد نزل إلى القبو في المكتبة. |