| Başkaları senin hakkında kötü şeyler söylerken onlara bir an bile inanmadım. | Open Subtitles | عندما افترى عليك الاّخرون بالسرقة, لم أصدقهم |
| Sabahları üç saat bir kafede oturduğunu söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبروني أنك كنت تجلس في القهوة لثلاثة أيام لم أصدقهم |
| Sabahları üç saat bir kafede oturduğunu söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبروني أنك كنت تجلس في القهوة لثلاثة أيام لم أصدقهم |
| O zaman da inanmıyordum, şimdi de inanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدقهم حينها أنا لا أصدقهم الآن |
| - İnanmıyorum. - Hayır, haklısın. | Open Subtitles | لا أصدقهم أنت محق |
| Her zaman aileyi benim dağıtacağımı söylerlerdi, hiç inanmazdım. | Open Subtitles | لطالموا قالوا بأنني سأدمر العائلة ولكني لم أصدقهم يوماً |
| Senin yeminini bozduğunu söylediklerinde onlara inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أصدقهم حينما أخبروني أنّكَ خرقتَ نذركَ. |
| Büyük bir fırtına olacağını söylediler ama inanmadım. | Open Subtitles | لقد قالوا أنها عاصفة قوية لكني لم أصدقهم |
| Efsane olduğunu söylüyorlardı, ama onlara hiç inanmadım. | Open Subtitles | علمت ذلك قالوا عنه أنه أسطورة؛ لكنى لم أصدقهم أبدا |
| Evet, nasıl yumuşayıp siz ezikler için öldüğümü anlattılar ama inanmadım. | Open Subtitles | أجل، قالوا لي إنني أصبحت عاطفياً ومت لأجلكم أيها الفشلة. لم أصدقهم. |
| Raporlardan haberdardım. Sadece onlara inanmadım. | Open Subtitles | كنت على علم بالاحداث و لكننى لم أصدقهم |
| Çocuklar beni çoktan unuttuğunu söylemişti ama onlara inanmadım. | Open Subtitles | أخبرني رفاقي أنك طويت الصفحة ولم أصدقهم |
| Ama onlara inanmadım. Şankaraçarya tapınağıyla... | Open Subtitles | لكنى لم أصدقهم عرفت انه طالما |
| Tanrım! Gerçek olduğunu söylediler ama ben inanmadım. Süper, işte bu! | Open Subtitles | لقد قالوا أن ذلك صحيح , و لكن لم أصدقهم , اللعنة ! |
| Elbette ilk başta onlara inanmadım, ama bana kanıt yollayacağını söyledi. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}،بالطبع لم أصدقهم بالبدء لكنه قال إنه سيرسل لي دليلًا. |
| Arayıp kazandığımı söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}أخبروني أنني فزت، ولم أصدقهم |
| Hiçbirine inanmadım. | Open Subtitles | - أنا لَمْ أصدقهم. |
| Evet, ama inanmıyorum. | Open Subtitles | -أجل، وأنا لا أصدقهم |
| Onlara inanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدقهم |
| Ona inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدقهم |
| Eğer birileri yanlış bir şeyler yaptığını söyleseydi onlara inanmazdım. | Open Subtitles | إذا أحد ما قال بأنه قام بعمل شيء خاطئ لن أصدقهم |
| Yeminini bozduğunu söylediklerinde inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أصدقهم حينما أخبروني أنّكَ خرقتَ نذركَ. |