| Sana eşlik etmekten onur duyarım, Holly. | Open Subtitles | هولي , سيكون شرف لي أن أصطحبك أوه , شكراً لك |
| Seni Delmonico'nun yerine götüreceğim. Sığır filetosu mu istakoz mu istersin? | Open Subtitles | سوف أصطحبك إلى " دولمينيكو" هل تريدين لحماً أم استاكوزا ؟ |
| Seni bir baloya götürmek için kırık camların üzerinde bile sürünürdüm. | Open Subtitles | سوف أزحف على الزجاج المكسور لكي أصطحبك إلى إجتماع شتوي |
| Sizi buharlı gemiyle nehirde giebileceği yere kadar götürebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أصطحبك إلى منحدر النهر في باخرتي |
| Hadi ama adamım, elektronik falan tarzı bir dükkâna götürmemi istediğini sanıyordum. | Open Subtitles | كفى أيها الرجل ، إعتقدت أنك تريدني أن أصطحبك لمتاجر الخليوي |
| Dinle, kurulanmama izin ver sivil bir şeyler giyip seni kahvaltıya götüreyim. | Open Subtitles | ،اسمعي، لم لا تدعيني أنشف سأرتدي بعض الملابس المدنية و أصطحبك للإفطار |
| Seni özel bir yoğun bakım servisine ve en iyi acil bakım ekibine götürüyorum. | Open Subtitles | أصطحبك إلى وحدة عناية مُركزة خاصة حيث يتواجد فريق رعاية طبي للطواريء على أعلى مستوى |
| Seni tekrar dışarı çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أصطحبك للخارج مرة أخرى |
| En azından sizi gara götürmeme izin verin. | Open Subtitles | الآن أقل ما تفعليه هو أن تتركيني أصطحبك إلى المحطه. حسناً _. |
| O gece odana kadar sana eşlik etmeliydim ama gitmene izin verdim ve bu kararım beni öldüğüm güne kadar huzursuz edecek. | Open Subtitles | حري أن أصطحبك عودًا إلى غرفتك،لكنبدلًامنذلك.. تركتك لحالك، وذلك القرار سيقضّ مضجعي حتى النزع الأخير. |
| Size eve kadar eşlik edeyim lütfen. | Open Subtitles | دعيني أصطحبك إلى المنزل، رجاءًا |
| Shonté, çok ama çok özür dilerim. Gelin. Size arabanıza kadar eşlik edeyim. | Open Subtitles | (شونتي) ، أنا آسفة للغاية , وأعتذر لك دعني أصطحبك إلى سيارتك |
| Ya siz isteyerek bagajı açacaksınız yada sizi şehir merkezine götüreceğim | Open Subtitles | أنت ستفتح الصندوق باختيارك ، أو أصطحبك إلى المدينة |
| Seni Lunaparka götüreceğim! | Open Subtitles | لا تبكِ، سوف أصطحبك إلى مدينة الملاهي تلك |
| Beni Virgil'e yaralı bir bacakla götürmek istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | (أتود أن أصطحبك إلي (فيرجل بساقي الجريحة؟ |
| Dr. Simon, izninizle, sizi büromuza götürmek istiyorum. | Open Subtitles | دكتور (سايمون)، بعد إذنك، أودّ أن أصطحبك إلى مكتبنا الميداني. |
| Seni heykeli aldığım rehinci dükkanına götürebilirim. | Open Subtitles | يسعدني أن أصطحبك إلى متجر الرهونات الذي أخذته منه |
| Ama aslında seni yanımda da götürebilirim. | Open Subtitles | ولكن، أتعلم شيئاً؟ بإمكاني أن أصطحبك برفقتي.. |
| Seni uçan dairene mi götürmemi istiyorsun? Hayır. | Open Subtitles | تريدني أن أصطحبك لصحنك الطّائر؟ |
| Gelin sizi cinayet masasına götüreyim. | Open Subtitles | دعينى أصطحبك لمكتب جرائم القتل |
| - Hadi. Giyin. Seni Harlem'e götürüyorum. | Open Subtitles | -هيا ، ارتدى ملابسك ، سوف أصطحبك إلى " هارلم" |
| Sizi yemeğe çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أصطحبك إلى طعام العشاء ؟ |
| Seni cennetin kapısına götürmeme izin ver | Open Subtitles | اسمحي لي بأن أصطحبك إلي أبواب الجنة |
| İstesen de istemesen de şimdi seni yemeğe götürmem gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | سأضطر لأن أصطحبك للعشاء سواء شئتى ام أبيتى؟ |
| Eğer bu gece iyi bir uyku çekeceğine söz verirsen, sabah ilk iş seni oraya götürürüm. | Open Subtitles | سوف أصطحبك إلى هناك فى الصباح إذا وعدتنى بأن تنام الليل |
| Sheldon, İsviçre'ye seni götürmüyorum. | Open Subtitles | لن أصطحبك معي إلى سويسرا يا شيلدون |