"أصفر" - Translation from Arabic to Turkish

• sarı
• ıslık
• sarıya
• sarısı
• sarıydı
• sapsarı
• sarıyla
• rengi
• Yeşil
• sarısın
• sarımsı

Evet efendim. Daha bebekler. sarı saçlı küçük bir kız.
أجل يا سيدى , مجرد رضيعتين بنات بشعر أصفر ذهبى

sarı kanaryanın söylediği aşk şarkısını işitti yakışıklı sarı bir kanarya
♪ يغنيها طائر كاناري هناك ♪ ♪ طائر أصفر وسيم ♪

Bu Hollandalı, kıvırcık saçlı tombul adam -- neden ıslık çalıyor? Aslında, yaklaşık dört yaşımdan beri ıslık çalıyorum.
ما هذا السمين , شاب ذو شعر مجعد من هولندا لماذا يصفر ؟ حسنا , في الحقيقه أنا أصفر منذ أن كان عمري أربع سنوات

sarıya boyanmış saçları ve değiştirdiği kaşlarıyla buraya gelecekse--
جاءت الى هنا و شعرها صبغ أصفر اللون و حاجباها مختلفان

Lacivert bir araba buğday sarısı Marlboro kırmızısı.
لامع كالزرقه أصفر كالتهاب الشمس مارلبورو احمر...

Toprak sarıydı. sarı toprağın olduğu tek bir yer var.
التراب كان أصفر, لا يوجد هذا التراب إلا فى مكان واحد

Yaranın içinden sarı bir iplik parçası çıkardık. Kravatından olduğunu düşünüyorum.
سحبنا ليف أصفر من جرح الرقبة أعتقد أنه من ربطة عنقه

Benimki az bulunur bir metal. "Tırsaryum" denir. rengi sarı, tadı tavuk gibi.
بالنسبه لى فأنا مصنوع من معدن نادر يسمى ثيديم هو أصفر بطعم الدجاج

Bu odadaki tek kız şirin sarı bir kemer takıyor.
الفتاة الوحيدة في الغرفة هيّ التي تلبس حزام أصفر جميل

Ve sana da teşekkürler, hâlâ garaj kapımızın yarısı sarı.
و شكراً لكِ ، باب جراجنا مازال نصفه لونه أصفر

Bebeklerin başlarındaki pullanmaymış. Kabuklu, sarı, yağlı, pullu deri parçalarıymış.
يصاب بها الأطفال على رؤوسهم وتسبّب طفحاً جلديّاً دهنيّاً أصفر

Asansörde ıslık çalmışsam, ne olmuş?
إذن ماذا؟ إنني أحب أن أصفر في بعض الأحيان

Ben kimseye ıslık çalmadım, kimseye de bir şey söylemedim.
لم أصفر على أحد, و لم أقل أنني لا أريد النزاع

Eminim en iyisini yapacaksın. En yüksek sesle ıslık çalıcam
عندكِ بعض من الرقص لكي تؤديه سأحاول أن لا أصفر عالياً

Güneş'e benzer yıldızların yaydığı ışık çoğunlukla sarıya yakın bir renktedir.
لذلك نجم مثل الشمس معظم الضوء الذي يخرج منه هو نوعا ما أصفر

Aslında dışarı çıktığında çok pembeydi ve rengi hemen sarıya döndü.
كان سريعا جدا. برز ذلك باللون الزهري بالفعل، و على الفور اصبح أصفر.

Altın sarısı mı?
أزهار دوار الشمس هل لونهن أصفر ذهبي؟

Daha sonra, altın sarısı upuzun sahilleri düşlemeye başladı ve bir aslan gördü.
... ثم بدأ بعد ذلك " " ... يحلم بشاطئ طويل أصفر " و رأى أول الأسود .. "

Parlak sarıydı, ayçiçeği gibi.
أصفر زاهٍ كأنه زهرة عبّاد الشمس.

Bakın şuna, o short bir zamanlar sarıydı.
أنظر إليه, لقد كان أصفر هذا القميص

Şuna bir bakın hele. İskorbüt hastalığından sapsarı olmuşsun.
شاهد نفسك الآن انت أصفر من الاسقربوط

Ayrıca bırak aynı giyside aynı haftada bile asla sarıyla turuncuyu birlikte giymiyorum.
وأنا بالتأكيد لا ألبس أصفر و برتقالي في نفس الأسبوع,‏ ناهيك عن نفس اللبس, حسناً؟

Bu zebra balıklarının genetik yapıları değiştirilerek sarı, Yeşil ve kırmızı renkli olmaları sağlanmış ve bunlar şu anda bazı eyaletlerde satılmaktadırlar.
هذا السمك الصغير المخطط قد تمت هندسته وراثيا. ليكون أصفر وأخضر وأحمر، وهي بالفعل متوفرة في بعض الولايات.

Bence sen bir sarısın.
أنا سأراهن بأنك أصفر

Sonra da gökyüzünde hiç bulut yokken sıcak, sarımsı bir yağmur yağmış.
تبعه مطر أصفر ساخن سقط من السماء بدون سحاب.