"أصمم" - Translation from Arabic to Turkish

• tasarlıyorum
• dizayn
• tasarlamamı
• tasarlamadım
• tasarım
• tasarlarım
• tasarladım
• tasarladığım
• tasarlayacağım
• Kararlı
• tasarımı
• tasarlamakla
• tasarlamayacağım
• tasarlayabilirim

Benim iki işim var: taşınabilir bilgisayarlar tasarlıyorum ve beyni inceliyorum.
أقوم بعملين .أصمم أجهزة الكمبيوتر المحمولة وأدرس الأدمغة.

Şuan o kadar karmaşık nesneler tasarlıyorum ki, onları geleneksel yollarla tasarlamak benim için gerçekten imkansızdır.
لذا ما أفعله حاليا هو أن أصمم أشياء بتعقيد لدرجة أنه كان من المستحيل فعلا أن أصممها بالطرق التقليدية.

Sana bir sabun dizayn etmek istediğimi mi söyledim?
هل قلت من قبل أني أريد أن أصمم إعلانات ؟

Aslında benden bir Arap kerhanesi tasarlamamı mı istiyorsunuz?
حقا اذن انت تريد مني أن أصمم لك خمارة عربية

Ben gizli bir yer tasarlamadım.
لم أصمم أي جزءٍ سري.

tasarım yaparken, her ikisini de yaptığımı fark ettim.
أدركت حينها بأنني أقوم بكلا الفعلين عندما أصمم.

Ben bir dublör koordinatörüyüm. Aynı zamanda dublörüm. Genelde bu numaraları tasarlarım.
وانا منسق مشاهد خطرة .. كما اؤدي بعضا منها وانا عادة أصمم المشهد أيضا

Çoğu öğrenci bunun sıkıcı ve nahoş olduğunu düşünür, bu yüzden projeleri daima şu üç prensiple tasarladım:
يعتقدُ أغلب الطلبة أنها مملة وغير مرغوب بها، لذلك، كنتُ أصمم المشاريع دائمًا بإتباع ثلاثة مبادئ

...gidene kadar benim tasarladığım sistemi takip etmezlerse ben hayvanları koruyamam.
ما لم أصمم النظام بأكمله من اللحظه اللتي يدخلون فيها إلى لحظة ذبحهم

Yazılım tasarlayacağım. Belki de simülasyon oyunları alanında çalışırım.
أصمم سوفت ويير أو ربما أعمل على اللعب الظاهرية

Anaokulu öğrencileri için okuma programları tasarlıyorum.
أنا أصمم برامج قراءة لمرحلة ما قبل المدرسة.

Ortaokul ve lise öğrencileri için mühendislik projeleri tasarlıyorum. Daha çok beklenmedik malzemeler kullanıyorum.
أنا أصمم مشاريع هندسية لطلاب المرحلة المتوسطة والثانوية، ونستخدمُ غالبًا موادًا غير متوقعة نسبياً.

Ben bir ivmelendirme fizikçisiyim, ivmelendiriciler tasarlıyorum ve ışınların davranışlarını anlamaya çalışıyorum.
الآن، أنا عالمة فزيائية في مجال المسرّعات، لذا أصمم مسرِّعات الجسيمات، وأحاول فهم كيفية تصرّف الأشعة.

El çantaları tasarlıyorum, bir biyografi yazıyorum, beni bir süper starım, bu kesinlikle benim yılım.
أنا أصمم الحقائب، وأكتب المذكرات إنني نجمة بارزة، وهذا ليس مكاني أبداً

Tamam, eğer uzay zımbırtılarını seviyorsan ben uzaydaki Uluslararası Uzay Üssü'nün parçalarını tasarlıyorum.
إن كنت تحبين الأمور الفضائية فأنا أصمم المواد لمحطة الفضاء الدولية و التي تقع في الفضاء

George bana dizayn edebileceğini söyledi.
قال جورج أنه بإمكاني أن أصمم نافث اللهب بنفسي أيضاً

Nexus 6. Biliyordum! Çünkü Tyrell Şirketi için genetik tasarım yapıyorum.
الرابطة السداسية عرفت ذلك لأنى أصمم جينيات لشركة تيريل

Çünkü ben sıradaki siteyi tasarlarım, kocam izinleri halleder.
أنا أصمم و أطور التصاميم و هو يأتي لي بالتراخيص القانونية

Ama birkaç büyük şehirde insanlar arasında ilişki kurma amaçlı yüksek binalar tasarladım.
و لكن في مدن كبيرة عديدة، كنت أصمم مباني عالية ترتكز على إيجاد علاقات بين الناس.

Kız arkadaşların için tasarladığım şapkalarla zengin olamam.
أصمم قبعتان لأصدقائك، هذه ليست بثروة

Sen yazacaksın, ben tasarlayacağım.
لا , انت تكتب أنا أصمم .

Kararlı Kararlı
*أصمم ، وأصمم *

Bir restoran için... mönü tasarımı yaptım ve... küçük bir plak şirketi için de...
مطعم أصمم قوائمهم وشركة تسجيل صغيرة

Aşkım, üç yılımı bugün uzayda yürürken kullanacağın cihazları tasarlamakla geçirdim.
حبيبي قضيتُ ثلاثِ سنين أصمم بذلة الفضاء التي ترتديها

Cinayet evi tasarlayamazsın. Cinayet evi tasarlamayacağım.
ـ (تِد) لا يمكنك تصميم منزل قتل ـ لن أصمم منزل قتل

Ya da durmanın yapılacak en doğru şeymiş gibi hissetmenizi sağlayan dokunsal bir deneyim tasarlayabilirim.
أو بإمكاني أن أصمم تجربة لمسية تجعل عملية التوقف تبدو كأنها كانت الأمر الصحيح الذي يجب فعله.