"أضاعت" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaybetmiş
        
    • kaybettiğini
        
    • kaybeden
        
    • Bu Mets
        
    • üzerime attı
        
    • turayı kaybetti
        
    Dükkan vantilatörü geri kabul etmedi çünkü fişini kaybetmiş. Open Subtitles و المتجر لم يُعيد مروحتها الصغيرة ، لأنها أضاعت الوصل
    Koyunlarını kaybetmiş. Sen de ona yardım edeceksin. Open Subtitles لقد أضاعت ماشيتها، وستساعدها على إيجادها، إيه؟
    Karım evin anahtarını kaybetmiş de. Open Subtitles زوجتي أضاعت المفتاح، لذا لا يمكنها الدخول للبيت.
    -Haberler iyi. Makarna tenekesinin dil küpesini nerede kaybettiğini biliyorum. Open Subtitles أخبار جيدة أعتقد أنني أعرف أين أضاعت "ثقب لسانها"
    Kılıcını kaybettiğini ve vazgeçtiğini duydum. Open Subtitles سمعت أنّها أضاعت سيفها وتخلّت عن مسعاها
    Merhaba. Ben yolunu kaybeden küçük fakir bir günahkarım. Open Subtitles مرحباً انا فتاة فقيرة مخطئة أضاعت طريقها
    Mets, Phillies'e karşı. Büyük bir hata yaptın. Bu Mets'e maça maloldu. Open Subtitles مباراة (ميتس) ضد (فيليس)، إرتكبت غلطة فادحة أضاعت المباراة
    Kendisininkini kaybetmiş ve daha sonra, Open Subtitles وطلبت مني إستعارة هاتفي قالت أنها أضاعت هاتفها
    Bu özünü kaybetmiş bir kabile. Open Subtitles هذه القبيلة بالذات قد أضاعت طريقها
    Aptal havayolu bavulumu kaybetmiş. Open Subtitles الخطوطة الجوية اللعينة أضاعت حقيبتي
    Anahtarı kaybetmiş. Open Subtitles أضاعت مفتاحي ..
    Az önce Paige'in okulundan geldim ve... hemşire, kızımın diyabet... test kitini kaybetmiş. Open Subtitles (لقدعدتللتومنمدرسة(بايج , حيث أضاعت الممرضة غلاف تحليل دم ابنتي المصابة بالسكري
    Küçük bir kız oyuncağını kaybetmiş Open Subtitles فتاة صغيرة أضاعت دميتها
    Becka, yolunu kaybetmiş. Open Subtitles لقد أضاعت طريقها
    Anahtarını kaybettiğini söyledi. Open Subtitles قالت إنها أضاعت مفاتيحها
    Kimberly'i nasıl kaybettiğini söyleyebilmek için nasıl bir cesaret gösterdiği hakkında en ufak bir fikrin var mı? Open Subtitles ألديكَ أيّ فكرة عن مقدار الشجاعة التي تحلّت بها لتعترف أنّها أضاعت (كيمبرلي)؟
    Ella annenin telefonunu kaybettiğini sanmış. Open Subtitles اعتقدت (إيلا) أنها أضاعت رقم هاتف والدتك
    Beni okulda her gördüğünde, işte en iyi dostumu... kaybeden korkunç kız diyecek. Open Subtitles عندما يرآني في قاعات المدرسة سوف يفكّر أنّ هذه هي الفتاة الفظيعة التي أضاعت أفضل أصدقائي
    Kulağa çok çılgınca gelecek, biliyorum ama bu terliği kaybeden kızı arıyorum. Open Subtitles انتظري , لا , اعلم أن هذا قد يبدو لكِ جنوناً لكني كنت أبحث عن الفتاة التي أضاعت هذا الحذاء
    Mets, Phillies'e karşı. Büyük bir hata yaptın. Bu Mets'e maça maloldu. Open Subtitles مباراة (ميتس) ضد (فيليس)، إرتكبت غلطة فادحة أضاعت المباراة
    Beni öğle yemeğine götürdü. Ve üniversiteye başvuru işini benim üzerime attı. Open Subtitles أضاعت على استمارة للالتحاق بجامعة
    Yazı turayı kaybetti. Kumsalın daha aşağılarına gömmek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد أضاعت فرصتها إضطررت لدفنها على مسافه أبعد على الشاطئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more