| Onları nerede tuttuğunu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | وعليه التأكد ألا يهربوا أظنني أعرف أين يضعهم |
| Eğer merak eden varsa, bunu nasıl düzelteceğimi biliyorum sanırım. | Open Subtitles | إن كان أحدكم فضولياً أظنني أعرف بالفعل كيف أضع الأمور في نصابها |
| Bunu duymak harika. Neden böyle olduğunu da biliyorum sanırım. | Open Subtitles | من الرائع سماع ذلك أظنني أعرف لماذا |
| Sorun yok, nerede olduklarını biliyorum galiba. | Open Subtitles | هوّن عليك، أظنني أعرف مكانهما. |
| Bu sorunun cevabını biliyorum galiba. | Open Subtitles | أظنني أعرف الإجابة على هذا السؤال. |
| Nereye gittiğini biliyorum galiba. | Open Subtitles | أظنني أعرف أين ذهبت |
| Neler düşündüğünü tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | أظنني أعرف بما تفكرين |
| - Cevabını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنني أعرف إجابتك - لا تكوني متأكدة هكذا - |
| Bu şarkıyı biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنني أعرف الأغنية |
| Ama birden bire ortaya nasıl çıktığını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | ولكن أظنني أعرف كيف تظهر فجأة |
| Neden bayıldığını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنني أعرف سبب إنهيارك |
| Ben seni kimin yolladığını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنني أعرف من أرسلك |
| Orayı biliyorum, sanırım. | Open Subtitles | لا , أظنني أعرف المكان . |
| Onu nasıl bulabileceğimizi biliyorum galiba. | Open Subtitles | أظنني أعرف كيف أجده. |
| Hey Yarabbim! O yamayı nerede bulabileceğimizi biliyorum galiba. | Open Subtitles | أظنني أعرف أين قد نجده |
| Ama neyin değiştiğini biliyorum galiba. | Open Subtitles | لكن أظنني أعرف ما حدث |
| Nerede olduğunu biliyorum galiba. O da ne be? | Open Subtitles | أظنني أعرف مكانه |
| Bu akşam bana söylemek istediklerini biliyorum galiba Stefan. | Open Subtitles | أظنني أعرف ما أردت إخباري إيّاه الليلة يا (ستيفان). |
| Sanırım nasıl bir his olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | لذا أظنني أعرف حقيقة شعورك |