| Hatta sana kahvaltı bile hazırladı. | Open Subtitles | حتى أنها أعدّت لك فطوراً. إليك، تناول البعض منه. |
| Ama olay bu değil. Bana kahvaltı hazırladı. | Open Subtitles | لكن المهمّ أنّها أعدّت الفطور لي طوعاً |
| İnsanlı uzay uçuşunun sekizinci yılında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi tarihin en gelişmiş görevi için gerekli malzeme ve adamları hazırladı. | Open Subtitles | في السنة الثامنة من الرحلة المأهولة إلى الفضاء، علوم الطّيران القوميّ و إدارة الفضاء أعدّت الرجال والمعدات لأكثر بعثة مأهولة تطورا حتى الآن. |
| Karşımda patates salatası hazırladı. | Open Subtitles | لقد أعدّت سلطة البطاطس أمامي. |
| Molly senin için bir ikram hazırladı ve getirirken hiç dokunmadım. | Open Subtitles | أعدّت (مولي) حلوى لكِ ولم آكل أياً منها |