| Laneti istiyorum. Asanın üzerindeki kürede sakladığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ تخفينها في البلّورة فوقَ عصاكِ. |
| Beni tanımadığını biliyorum ama ben sana yardım edebilecek birisiyim. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ لا تعرفيني، ولكنّي شخصٌ يستطيع المساعدة |
| "Benim yüzümden hayatında aşkı asla bulamayacağını biliyorum bu yüzden de aynı zevkten beni mahrum etmek çok uygun bir davranış gibi görünüyor." | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ لن تحظي أبداً بالحبّ'' ''.في حياتكِ بسببي لذا من المنصف أن أُحرمَ'' ''.من |
| Bak, Sinirli olduğunu biliyorum ama bu ödül büyükbişey diyebilirim. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ غاضبة، لكن هاتهِ الجائزة تعني لي الكثير |
| TGS i kurtarmak istediğini biliyorum, Limon kafa, ama kurtarılacak bir TGS yok artık. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ تحاولين إنقاذ البرنامج، لكن ليس هنالك برنامج لإنقاذهِ |
| Kurabiyeleri sevdiğini biliyorum, bu yüzden ben de sana bunları yaptım. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ تحبّين الكعكَ الدبق، لذا صنعتُ هذه لكِ. شكراً (توم). |
| Doğru kararı vereceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ ستتخذين القرار الصحيح |
| Kalan çocuklugunu annenle birlikte Queens'teki küçük bir dairede geçirdigini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ قضيتِ، بقية طفولتَكِ في شقةٍ صغيرة في (كوينز)، رفقة أُمُكِ |
| Normal şeylerden hoşlanmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ لا تحبِّين الأشياء العادية |
| Yonkers'teki güzel bir evde büyüdügünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرفُ أنّكِ ترعرتِ في بيتٍ صغير في (يونكرز) |
| - Onun için endişelendiğini biliyorum. | Open Subtitles | إسمعي، أعرفُ أنّكِ قلقة عليه. |
| Irak'ta kıdemli sorgulayıcı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ من كبار المستجوبين في (العراق). |
| Uğraştığını biliyorum Alex. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | أعرفُ أنّكِ تحاولين (آليكس)، شكراً لكِ. |