| Sanırım bize kestirme yol gösterecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | أظنني أعرف أحدًا بوسعه إعطاؤنا طريقًا مختصرًا. |
| Kellene şöyle kallavi ödül koymuş birini tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف أحدًا سيدفع ثمنًا جيدًا مقابل رأسك |
| O isimde birini tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أحدًا بهذا الاسم |
| Parker diye birini tanımıyorum! | Open Subtitles | لستُ أعرف أحدًا يُدعى (باركر)! |
| Ama öldürebilecek birini biliyorum. Ra's al Ghul. | Open Subtitles | لكنّي أعرف أحدًا بإمكانه ذلك، (رأس الغول) |
| Şanslısın ki bu tür şeyleri çerez gibi bilen birisini tanıyorum. | Open Subtitles | لسوء حظّك أعرف أحدًا ضليعًا جدًّا في تعاويذ من تلك النوعيّة. |
| Böyle bir fedakarlığı belki sen yapabilirdin ama ben gerçekten böyle şeyler yapacak veya söyleyecek kimseyi tanımıyorum. | Open Subtitles | وحتى الصداقة أحيانًا لعل بمقدورك أن تقدم بعض التضحيات لكني حقًا لا أعرف أحدًا قد أقدم على ذلك أو تحدث هكذا |
| Ben bilmiyorum. Ancak bilmesi muhtemel birini tanıyorum. | Open Subtitles | كلّا، لكنّي أعرف أحدًا لعلّه يعلم. |
| Bu konuda yardım edebilecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف أحدًا قد يساعدني حيال ذلك. |
| Bilen birini tanıyorum. Gidelim. | Open Subtitles | أعرف أحدًا يعلم، هلمّا. |
| Güvenecekleri birini tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف أحدًا سيثقون به. |
| Üzgünüm. Liam diye birini tanımıyorum. | Open Subtitles | (آسفة، لا أعرف أحدًا باسم (ليام |
| Ben Nick diye birini tanımıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أحدًا يدعى (نيك) |
| Judge adında birini tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أحدًا بإسم (جدج) |
| Blerb adında birini tanımıyorum bile. | Open Subtitles | ولا أعرف أحدًا يُدعى (بليرب). |
| Ama sanırım Helix'te yardım edebilecek birini biliyorum. | Open Subtitles | لكن أظنني أعرف أحدًا في (هيلكس) بوسعه المساعدة. |
| Ama şanslısın ki yardımcı olabilecek birisini tanıyorum. | Open Subtitles | لحسن حظّك أعرف أحدًا بوسعه المساعدة. |
| Biliyorum, ama Baltimore dışında kimseyi tanımıyorum. | Open Subtitles | لا ، أعلم ذلك ، لكني لا أعرف أحدًا خارج بالتيمور |