İlerlemek için yenilgiyi arkamda bırakmam gerektiğini biliyordum ve bu, yüzleştiğim ilk başa çıkılmaz sorun değildi. | TED | كنت أعرف أنني يجب أن أتجاوز تلك الإخفاقة لكي أتقدم إلى الأمام، ولم تكن أول مرة أواجه فيها أمراً مستعصياً. |
Bu gruba katılmamam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أعرف أنني يجب أن لا أنضم للمجموعة |
Chandler'la evlenmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنني يجب أن قمت متزوج تشاندلر. |
Yürümeye devam etmem gerektiğini biliyorum ama bacaklarım kımıldamıyor. | Open Subtitles | كل ما أعرف أنني يجب أن أكمل السير لكن قدمي لا تتحرك.. |
Bırakmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني يجب أن أتوقف عن ذلك. |
Heyecanlanmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | رأيت ولدأ في مدرستي اليوم... أعرف أنني يجب أن أكون متحمسة لهذا |
Sana şeyden bahsetmemem gerektiğini biliyordum... | Open Subtitles | كنت أعرف أنني يجب أن لا لقد أخبرتك عن... |
Ve onun yanında olmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | وأنا أعرف أنني يجب أن يكون هناك معها |
- Size acımam gerektiğini biliyorum, Bay Simcoe ama şu şartlar altında, bunu yapamıyorsam beni affedin.. | Open Subtitles | أعرف أنني يجب أن أتعاطف معك سيد (سيمكو) لكن بالنظر للظروف، اعذرني إن لم أتعاطف |
Ama Slean'le evlenmem gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنني يجب أن أتزوج (سلين) |