| Bunların kağıt üzerinde size gerçekmiş gibi görünmediğini biliyorum, ama onlar saf kötülük. | Open Subtitles | أعرف أنّهم لا يبدون ذلك على الورق، لكنّهم شرّ متأصّل |
| - Orada olduklarını biliyorum. - Çıkartırım. | Open Subtitles | ـ أنا أعرف أنّهم هناك ـ حسناً ، سأزيلهم ، ليس بالأمر المهم |
| Yanıldıklarını biliyorum, ama sebepsiz yere de soruşturma açmazlar. | Open Subtitles | أعرف أنّهم مُخطئين، ولكنّهم لا يُحققون بالناس من دون سبب. |
| Köfteli spagetti derslerinde sana bütçeyi öğretmediklerini biliyorum. | Open Subtitles | كما ترى، فأنا أعرف أنّهم لم يقوموا بتعليمك عن الميزانية في دروس المعكرونة وكرات اللحم |
| Deponu harap ettiklerini biliyorum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّهم سطوا على مخبأك. |
| Hayır,biliyorum Onları seni seviyorlar | Open Subtitles | لا , أنا أعرف, أنّهم أحبّوكَ هناك. |
| Aldığını biliyorum. "Okundu" diyorlar. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،بإمكانك الردّ على إحدى رسائلي أعرف أنّهم يصلونك، إذ أبصر "قُرءَت". |
| Hayatta kalmanı istediklerini biliyorum. | Open Subtitles | و أنا أعرف أنّهم يريدونك أن تعيش |
| biliyorum, yerime Morris Chestnut geldi, ama belki de iki tane Manny'i de görmek isteyebilirler, değil mi? | Open Subtitles | أعني، أنا أعرف أنّهم يعملون "الآن مع "موريس شيستنات ،"لكن، يمكنهم العمل مع "رجلان-مُربّية صحيح؟ |
| Beni geri götürmek için seni gönderdiklerini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّهم أرسلوك لكي أعود. |
| Benim için geleceklerini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّهم آتون من أجلي. |
| Bak, onların arkadaşların olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمع ، أعرف أنّهم أصدقاؤك ، حسناً ! |