"أعرف أنّه كان" - Translation from Arabic to Turkish

• biliyorum

Rahatsız edici bir durum olduğunu biliyorum ve ilgin için teşekkürler.
لكنّني أعرف أنّه كان وضعاً مزعجاً وأقدّر اهتمامك بي

Vardı biliyorum, çünkü seninle hayatımın en güzel seksini yaptım.
أعرف أنّه كان لدينا لأنه كان بيننا أفضل جنس حصلت عليه في حياتي.

Eylül zamanı buralarda olduğunu biliyorum fakat bana lazım olan bu kadınla görülüp görülmediği.
أعرف أنّه كان في المنطقة بشهر سبتمبر، ولكن ما أريد أن أعرفه هو إذا رآه أيّ شخص معها

Okul dışından bir erkek arkadaşı olduğunu biliyorum.
أعرف أنّه كان لديها خليل من خارج الجامعة.

Okul disindan bir erkek arkadasi oldugunu biliyorum.
أعرف أنّه كان لديها خليل من خارج الجامعة.

O olduğunu biliyorum. Tabi ki oydu.
أعرف أنّه كان هو، بالطبع كان هو.

Evli olduğunu ve evli olduğu kişiyi biliyorum.
أعرف أنّه كان متزوّج و من هي زوجته

- biliyorum, bu korkunç. - Hiçbir şey bilmiyorsun.
..أعرف أنّه كان عصيباً لك - لا تعرفين شيئاً -

biliyorum, sana daha önce söylemeliydim.
أعرف أنّه كان عليّ أن أخبرك قبلاً

Polisi aramalıydım, biliyorum ama konuşmaya başladık ve bana hayatını anlattı.
أعرف أنّه كان بنبغي أن أتّصل بالشرطة، ولكن... بدأنا التحدّث وأخبرتني عن حياتها.

Ölümüne sebep olacak birçok pisliğe bulaştığını biliyorum.
أعرف أنّه كان... كان متورطا في العديد من الأمور، وأي أمرٌ منها

Neyin peşinde olduğunu bilmiyorum ama Belle'e yalan söylediğini biliyorum.
لا أعرف مخطّطه لكنّي أعرف (أنّه كان يكذب على (بِل

Seni aramalıydım biliyorum.
انظري، أعرف أنّه كان عليّ أن أتّصل بك... .

- biliyorum, yanlıştı. Özür dilerim.
أعرف أنّه كان خطأ و أنا أعتذر...

Çok fazla seyahat ediyor biliyorum.
أعرف أنّه كان يسافر كثيراً

Bak, onun Beverly'nin kıyamet bilgisayarıyla uğraştığını biliyorum.
اسمع، أعرف أنّه كان يعبث بحاسوب الهلاك الخاص بـ(بيفرلي).

İsteseydin Pan'dan gelen bilgiyi kendine saklayabileceğini biliyorum.
أعرف أنّه كان بوسعك الاحتفاظ بمعلومات (بان) لنفسك