| Şimdi, biliyorum ki, olduğumu düşündüğüm kişiyi bırakana dek tamamen yeni bir hayat yaratamacaktım. | TED | و أعرف الآن ، أنه فقط عندما تخليت عن الصورة التي وضعتها لنفسي كنت قادرة حينها على بناء حياة جديدة تماماً. |
| Dün, ikinizi yakaladığımda, ne söyleyeceğimi bilemedim, ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | إسمعا, حينما قبضت عليكما البارحة, لم أكن أعرف ما أقول لكني أعرف الآن |
| Beni buna zorladıysa da artık biliyorum ki bu kaderi hak etmedi. | Open Subtitles | مع أنه تطاول على ولكني أعرف الآن إنه لم يستحق هذا المصير |
| Her gece yatağa yatıp bunun böyle olmaması için dua ettim ama artık biliyorum bu böyle... | Open Subtitles | أتمدد في السرير ليلة بعد ليلة أدعو أن لا يكون ذلك حقيقي لكني أعرف الآن .. |
| Ama şimdi anladım ki, o beni daha fazla özleyecek. | Open Subtitles | ولكننى أعرف الآن , بأنه سوف يفتقدنى أكثر بكثير |
| Ve şimdi anlıyorum ki böyle olduğumuz müddetçe ikimiz de o fırsatı alamayız. | Open Subtitles | و أنا أعرف الآن بأننا لن نحصل على تلك الفرصة إذا بقينا هكذا |
| Eğer sözleşmeyi karşılayamaycaksan, şimdi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت غير قادر على الوفاء بهذا العقد فيجب أن أعرف الآن |
| Bir sorunu olan varsa, hemen şimdi bilmem gerek. | Open Subtitles | أي أحد لا يوافق على ذلك يجب أن أعرف الآن |
| Artık var! Nod, kuşunu indir. | Open Subtitles | أعرف الآن - نود)، اثبت على طائرك) - |
| Evet, ama hiç olmazsa nereye kaybolduğunu biliyorum artık. | Open Subtitles | نعم، حسنا، على الأقل أعرف الآن أين أختفى |
| Hayır, anlattığına minnettarım. şimdi biliyorum. | Open Subtitles | لا، أنا سعيد لأنكِ قلتي هذا فأنا أعرف الآن |
| Ancak şimdi biliyorum ki Almanya' ya hizmet etmenin sadece bir yolu var. | Open Subtitles | إنني أعرف الآن أنه هناك طريق واحد لخدمة المانيا |
| Ama şimdi biliyorum; o başkalarının göremediği şeyleri görüyordu. | Open Subtitles | ولكنّي أعرف الآن أنها رأيت أشياءً لم يرها الآخرون. جاهزون؟ |
| Eskiden bunu bilmiyordum, ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | أنا مقتنع في الأمر الآن لم أكن مدرك في الماضي ولكن أعرف الآن |
| Seni kimin kaçırdığını merak ediyordum ama artık biliyorum. | Open Subtitles | كنتُ أتسائل عمّن قام باختطافك، لكنني بتُّ أعرف الآن. |
| Ben senin yanındayken güvende olmayacağını artık biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الآن أنك لن تكوني آمنة طالما أنا موجود |
| artık biliyorum, aşk olmadan yaşamayı öğrenmeliyim. | Open Subtitles | أعرف الآن أننى يجب أن أتعلم كيف أعيش بدون ... . الحب |
| şimdi anladım ki haklıymışım | Open Subtitles | أعرف الآن أني كنت محقاً |
| Ama bunu benden istemesinin yanlış olduğunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | لكني أعرف الآن كان من الخطأ أن يطلبها مني |
| şimdi bilmek istiyorum. Bize yardımcı olabilir misiniz?" | TED | أنا أريد أن أعرف الآن . هل تستطيعون مساعدتنا ؟" |
| şimdi bilmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أعرف الآن |
| Artık var. | Open Subtitles | أعرف الآن. |
| Ne işe yaradığını biliyorum artık. | Open Subtitles | أعرف الآن فيما تُستخدم |
| Mısır Piramitleri Floransa Katedrali, ki öyle bir şey olduğunu şimdi öğrendim. | Open Subtitles | الأهرامات المدببة في مصر الدومو (كاتدرائية)، الذي أعرف الآن انه شئيا ما |
| Varsa hemen öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لأنه لو كان هناك شيء فلابد أن أعرف الآن |