| Holly, orada olduğunu biliyorum. Hemen çıkar mısın oradan? Anne! | Open Subtitles | هولى, أعرف انك بالداخل هل من الممكن أن تخرجى, حالا! |
| Orada olduğunu biliyorum. Lütfen konuş benimle. | Open Subtitles | اسمعي ، أعرف انك في الخارج أرجوكِ ، تحدثي الي فقط |
| Kahrolası iyi olduğunu biliyorum. Burada sana yardım etmeye çalışıyorum... | Open Subtitles | أعرف انك تحب ذلك انا احاول ان اقدم لك بعض المساعدة |
| Geleceğini biliyordum. Acıklı bakışlarım yüzünden mi döndün? | Open Subtitles | شكراً لك يا رجل كنت أعرف انك لن تتخلى عني |
| Yaptığımızda böyle diyeceğini biliyordum... | Open Subtitles | انت تعرف,وأنا أعرف انك ستقولينها منذ أن فعلناها |
| Bebeğim, havalı bastonumdan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | حبيبتي، أعرف انك تكرهين عصا المشي الرائعة هذه |
| -Bunu demek istemediğini biliyorum. -Senin bir şey bildiğin yok. | Open Subtitles | أعرف انك لم تعنى ما قلت انت لا تعرفين شيئا |
| Albay, bunu yapmanızın nedeninin onu diğerlerinden uzak tutmak olduğunu biliyorum ama karantina uzun vadede bir çözüm değil. | Open Subtitles | كولونيل أنا أعرف انك تفعل هذا لإبقائها بعيده عن الأخرين ولكن الحجر الصحى ليس بحل طويل المدى |
| Jesse, orada olduğunu biliyorum. Patlamış mısırın kokusu geliyor. | Open Subtitles | جسي أنا أعرف انك هنا ,أستطيع أن أشم رائحة البوشار |
| İçeride olduğunu biliyorum, Artie. Beni duyabildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك هناك في الداخل آرتي أعرف انك تستطيع سماعي |
| Kızgın olduğunu biliyorum ve bunda sonuna kadar haklısın. | Open Subtitles | أنا أعرف انك غاضب ، و لديك كل الحق في أن تكون |
| İyi olduğunu biliyorum, fakat bütün bu evraklar iz bırakır. | Open Subtitles | أعرف انك جيد و لكن كل الأوراق لها ذيول |
| Meşgul olduğunu biliyorum; ama beni ara olur mu? | Open Subtitles | أعرف انك مشغولة ولكن اتصلى بى .. |
| Sam,bak,kızgın olduğunu biliyorum ama...adamın üstüne atlaman... bili-- kızgın olduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | -نعم أعرف انك غاضب .. لكن كان يجب ان تخنقيه معي |
| - Bana ısınacağını biliyordum. Amiral Norrington, eşyalarım lütfen. | Open Subtitles | أعرف انك تنفعل من أجلي عميد نورينجتون، حوائجي من فضلك |
| Biliyorum sahnede korkmuş olmalısın ama aynı zamanda güvende ve iyi olduğunu da biliyordum. | Open Subtitles | أعرف انك كنت خائف على المسرح لكن أعرف انك بخير |
| Bana inanmayacağınızı biliyordum bu yüzden yanımda delillerimi de getirdim. | Open Subtitles | ما هذا الهراء ؟ كنت أعرف انك لن تصدقني لذلك احضرت كل البراهين معي |
| O tuzaktan kurtulacağını biliyordum | Open Subtitles | كنت أعرف انك ستخرج من ذلك القفص. |
| Bana parçayı getireceğini biliyordum, Nicole. | Open Subtitles | كنت أعرف انك ستحضري لي القطعة؛ نيكول |
| Birgün... bizi aramaya geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف انك في يوم ما ستأتي لهنا |
| Son sözleri hep benim söylememden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف انك تكره ان أقول الكلمة الأخيره |
| - Bunu demek istemediğini biliyorum. - Senin bir şey bildiğin yok. | Open Subtitles | أعرف انك لم تعنى ما قلت انت لا تعرفين شيئا |
| Michael Newman, puro içtiğinden hiç haberim yoktu. | Open Subtitles | مايكل نيومان انا لم أكن أعرف انك تشرب سيجار |