| Marcus hakkında her şeyi biliyorum ve o da benimkileri biliyor. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء عن ماركوس، وماركوس يعرف كل شيء عني. |
| Kültürümüze ve tarihimize dair her şeyi biliyorum ve ruhlarla senin hiç kuramayacağın kadar güçlü bir bağım var. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء عن ثقافتنا والتاريخ، و و لدى اتصال مع الارواح اقوى منك فى اى وقت كان |
| bu konuda her şeyi biliyorum." diye düşünüyor gibiyiz. | TED | ببساطة بأن تكون مدرك , أنا أعرف كل شيء عن ذلك |
| İkisiyle de ilgili her şeyi bilmek istiyorum. Bir an önce. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء يمكن معرفته عنهم في أقرب وقت |
| Senin hakkındaki herşeyi biliyorum Resmi Detektif Adrian Monk. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء عنك، المخبر السابق ادريان مونك. |
| - Ben her şeyi bilirim. Ama arkadaşına burada çalıştığını söylemedin değil mi? | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء لكنكِ لم تخبري صديقك أي شيء عن عملك هنا؟ |
| - Hakkında her şeyi biliyorum. - Büyümeni izledim. | Open Subtitles | أعرف كل شيء عنك كنت أشاهدك وأنت تكبر منذ كنت صبي صغير |
| - Adımı nereden biliyorsun? - Hakkında her şeyi biliyorum. - Büyümeni izledim. | Open Subtitles | أعرف كل شيء عنك كنت أشاهدك وأنت تكبر منذ كنت صبي صغير |
| Onun ölmesini istiyorlarsa, benim de ölmemi istiyorlardır. Hakkında her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | لو أرادوه قتيلاً,سوف يقتلونني أيضا أعرف كل شيء عنه |
| 3 yıl önce arazi gezisinde yaptığı her şeyi biliyorum. Yoldayım. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء قام به في رحلته منذ ثلاثة سنوات. أنا في طريقي إلى هالبرشتات. |
| Baban benim 25 yıllık dostumdu, her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أبوك و أنا كنا أصدقاء لمدّة 25 عاماً .أنا أعرف كل شيء |
| Hakkında her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أجل, أعرف كل شيء عنك أعرف سرّك ما يهم هو هذا |
| Kredi kartları hakkında her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أجل, أعرف. أنا, أعرف كل شيء عن البطاقات الائتمانية |
| Davayla alakalı her şeyi biliyorum. Sizin alakanız yoktur. | Open Subtitles | أعرف كل شيء عن تلك القضية، ولم تكن ضمنها |
| Eğer ilgileniyorsan tavuk denilen ama tavuk olmayan kızarmış etler hakkında da her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | إذا كنتم مهتمين كذلك, فأنا أعرف كل شيء عن قلي اللحم و الذي ليس بدجاج, و كأنه دجاج |
| Senin hakkındaki her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | كيف عرفت بأن هذا إسمي ؟ أنا أعرف كل شيء عنك |
| Hey, Elliot, senin hakkında her şeyi bilmek istediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | اليوت قلتُ أنني أريد أن أعرف كل شيء عنكِ |
| Kızı hakkındaki her şeyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء يمكن معرفته عن ابنتها |
| Bu oyun bulunduğundan beri herşeyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كل شيء عن أهم لعبة تم أختراعها |
| Seansa başlarım ve hasta hakkında bilmem gereken her şeyi bilirim bunları yazmaya ihtiyaç duymam. | Open Subtitles | أقصد، أنّي أبدأ الجلسة وأنا أعرف كل شيء عن المريض ليس عليّ أن أدوّن ملاحظات |
| Son 20 yıl içinde olan biten her şeyi öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء حدث في السنوات الـ 20 الماضية |
| Onunla yapacak hiçbir şeyim yok ama onu etrafında olan herşeyi bilmek zorundayım. | Open Subtitles | لا أريد أيّ علاقة به. لكن يجب أن أعرف كل شيء يجري معه. |
| Onun hakkında herşeyi bilirim . Oda benim hakkımda herşeyi bilir . | Open Subtitles | أعرف كل شيء عنها وهي تعرف كل شيء عني |
| her şeyi bildiğimi iddia etmiyorum ama çok şey bildiğim doğru. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنني أعرف كل شيء لكنني أعرف قليلاً جدًا. |
| Henüz her şeyi bilmiyorum ama öğrendiğimde sana haber veririm. | Open Subtitles | انا لم أعرف كل شيء بعد ولكن عندما سأعرف, سأتواصل معك |
| Annen hakkında her şeyi öğrenmem an meselesi. | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت قبل أن أعرف كل شيء عن أمكِ |