| Neler düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | الان، أنا أعرف كيفَ تفكر وأنا أعرف أنكَ تفكر |
| nasıl hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفَ شعوركَ , و لكن تعلم, |
| - Sanırım bu adamı nasıl öldüreceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأني أعرف كيفَ نُطيح بذلِكَ الشخص |
| nasıl oldu bilmiyorum, Sandy ama sadece bir saniyeliğine dışarı çıktık, ve onlar ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لا أعرف كيفَ قاموا بها تسكعنا في الخارج للحظات ومن ثمّها اختفوا |
| Evli, aldatılmış, eşcinsel, terkedilmiş ve uyanıyorum ama buraya nasıl geldim bilmiyorum. | Open Subtitles | متزوّجة، مغدورة، سحاقيّة، مهجورة ثمّ أستيقظٌ وأنا لا أعرف كيفَ وصلتُ إلى هنا |
| Pekala, ben senin nasıl düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفَ تفكر |
| Ben senin nasıl düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفَ تفكر |
| Yalan söylemesini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفَ أكذب |
| - Sanırım nasıl yapacağımı biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأني أعرف كيفَ أفعل ذلك |
| Lastik değiştirmeyi biliyorum, anne. | Open Subtitles | أعرف كيفَ أبدل إطاراً ،، امي |
| Yürümeyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كيفَ أسير. |
| nasıl yapıldığını biliyorum. | Open Subtitles | انا أعرف كيفَ يعمل هذا. |
| Düzgün bir okula girmezsen nasıl iş bulursun bilmiyorum. | Open Subtitles | إن لم تدخل إلى مدرسة محترمه إذن، لا أعرف كيفَ ستحصل على عمل |
| Bunu saklamamalıydım ama sana nasıl söyleyeceğimi bilemedim. | Open Subtitles | لم يفترض أن يكونَ الأمرَ سرّاً لكني لم أعرف كيفَ أخبركِ |
| Ve bununla nasıl savaşacağımı arıyordum. | Open Subtitles | وأنا أحاول أن أعرف كيفَ سأحارب هذا الأمر |
| Artık Meksika'da yaşıyorum ve bazen istediğim bir şeyi nasıl talep edeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أعيش في المكسيك الأن ولا أعرف كيفَ أطلب ما أريده أتفهم ذلك |
| Tanrı aşkına, burayı nasıl buldun? | Open Subtitles | أعرف كيفَ أدخل يا للمسيح, كيفَ عثرتِ على هذا المكان؟ |