| yuvalarını Cape'in dışında kurarlar ve yavrulama zamanlarını ayarlarlar böylece tüyleri yeni çıkmış olan yavruları balık sürülerini takip ederken onlara katılabilirler. | Open Subtitles | تركت أعشاشها علي الرأس البحري وزامنت موسم تكاثرها بحيث يمكن لصغارها أن تشاركها في ملاحقة أسراب الأسماك. |
| Flamingolar, ilerideki su baskınlarına karşı önlem olarak yuvalarını yüksek yerlerde kurarlar. | Open Subtitles | تتخذ طيور الفلامنجو كافة الاحتياطات اللازمة في بناء أعشاشها أحيانا تكون الحيطة مبالغاً فيها. |
| Bundan kuşları sorumlu tutmuş ve yuvalarını yok etmeye başlamışlar. | Open Subtitles | ألقي اللوم على الطيور و تقرر تحطيم أعشاشها |
| Bunların hiçbirini satamayacağız. Kuşlar bile bunları yuva yapmak için kullanmaz. | Open Subtitles | لن نبيعها أبداً ، بل وترفض الطيور استخدامها في أعشاشها حتى |
| Bir kaç hafta sonra dişiler yuva yapmaya hazırdır. | Open Subtitles | بعد بضعة أسابيع, الإناث مستعدة لبناء أعشاشها |
| Sadece baykuşları kurtarmaya çalışıyordu. Paula Ana'nın elemanları o arazinin üstünden buldozerle geçerse bütün yuvaları kapatırlar. | Open Subtitles | دعني أشرح لك إن كل ما يحاول القيام به هو إنقاذ البومات إذا حضر البلدوزر فسيدمر أعشاشها |
| ...yıldızlar parlayacak, kuşlar yuvalarına uçacak... vahşi hayvanlar gece olduğunu sanıp, güneşin tekrar doğacağından şüphe etmeyerek inlerine çekilecekler. | Open Subtitles | وستلمع النجوم وستهجر الطيور إلى أعشاشها وستجري الحيوانات البري إلى حجورها معتقدة أن الليل قد جاء ولن يخطر بالها أن الشمس ستشرق مرة أخري |
| Günümüzde Çin ev kırlangıçları yuvalarını çoğunlukla binaların çatılarına kuruyorlar. | Open Subtitles | حاليا تبني هذه الطيور أعشاشها على سقوف المباني |
| Oviraptorlar tüm hayatlarını yuvalarını korumak ...ve gençlerini beslemek için yaşarlar... | Open Subtitles | رعاش مباشر بكامل حياه المكرس... ... للدفاع عن أعشاشها الصغار والتغذية. |
| Sonra kuzey sarı asma kuşları ve onların yuvalarını asmaları. | Open Subtitles | وأيضًا هناك طيور الأوريول الشمالية وهي تعلق أعشاشها |
| Genç Boğucu Duman nefesler yuvalarını yapmak için metal çalarlar. | Open Subtitles | نافثو الدخان يسرقون المعادن لبناء أعشاشها |
| Ortada ağaç yok, bu yüzden yuvalarını tilkilerin ulaşamayacağı yüksek kayalıklara yapıyorlar. | Open Subtitles | لا توجد أشجار بالتالي تضع أعشاشها على جروف البحر بعيدًا عن متناول الثعالب |
| Miaolar tarlalarını ekime hazırlarken kırlangıçlar yuvalarını onarmak için çamur toplayıp yeni sürülmüş tarlaların arasındaki böcekleri kovalıyorlar. | Open Subtitles | بينما يستعد أهالي "المياو" لزراعة الأرز الطيور البالعة تجمع الطين لبناء أعشاشها و تلاحق الحشرات عبر الحقول المحروثة |
| Atalarımız bir kuşun yuva yapması gibi bir balta yaptılar. | Open Subtitles | صنع أجدادنا الفأس , مثلما تصنع الطيور أعشاشها |
| Bu sırada bazı kuş sürüleri de Yang Guang köyünün arkasındaki bambu koruluklarına yuva kurmuşlar. | Open Subtitles | عندما بنت الطيور أعشاشها داخل أشجار البامبو خلف قرية يانق قوانق |
| Kel kargalar yalnızca kayaların altına yuva yapar. | Open Subtitles | الصخور المتدلية هي المكان الوحيد ،حيث تبني بيضاء الأعناق أعشاشها |
| Bu adada bir gecede, yuva kazmakta olan 3,000 tane dişi bulunabilir. | Open Subtitles | في أي ليلة قد تزحف ثلاثة آلاف أنثى عبر هذه الجزيرة لتحفر أعشاشها |
| Böylece nereye yuva yaptığını görebiliyorlar. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يستطيعون معرفة أين أعشاشها |
| Çiftçiler tarlalarla uğraşırken kırlangıçlar da yuvaları için malzeme topluyor. | Open Subtitles | بينما المزارعون مشغولون في الحقول الطيور البالعة تعود و تمضي بمواد لبناء أعشاشها |
| Koruma altındalar bunun da anlamı eğer arazinde yuvaları varsa petrol için kazı yapamazsın ve zengin olamazsın. | Open Subtitles | إنها فصيلة محمية، وهذا يعني إن كانت تقيم أعشاشها على أرضكم فلن يمكنكم إستخراج النفط ولن تصبح ثرياً |
| Yani yuvalarına yaklaşmamız pek hoşlarına gitmemişti. | Open Subtitles | لذا لم تحبّذ اقترابنا من أعشاشها |