| Aynı zamanda, orada, köyde çalışayan küçük bir grup vardı, ona 65 dolarlık borç verdiler. | TED | ذاك الوقت، كان هناك مجموعة إقراض تمنح القروض الصغيرة في القرية والذين أعطوها قرضا بقيمة 65 دولار. |
| Ona yanlış anestezi verdiler - bu koşullar nedeniyle. | Open Subtitles | لقد أعطوها مخدرا خاطئاً فى ظل الظروف المحيطة بها |
| Tılsımın onu koruması gerekirdi. O yüzden onu ona verdiler. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يحميها ولهذا السبب أعطوها إياه |
| Bir ampül fenilefrin verin. Bu yeterli zaman kazandırır bize. | Open Subtitles | أعطوها جرعة من الفينيلفرين، ينبغي أن يمنحنا هذا بعض الوقت |
| Ona steroid verin. Yüksek dozda prednizon. | Open Subtitles | الستيرويد، أعطوها الستيرويد جرعات كبيرة من البريدنيسون |
| Miadından doğmuş ve sürfaktan da vermişler. | Open Subtitles | إنّها كاملة النمو، وقد أعطوها مذّيب السوائل |
| Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |
| Bu yeni tabanca kılıfı, işyerinden verdiler. | Open Subtitles | هذه الواقيات الجديدة أعطوها لنا في العمل |
| Yatıstırıcı verdiler ama "Beni görmesin." deyip duruyor. | Open Subtitles | أعطوها مسكناً لكن لم تنفك تقول لا تدعوه يراني |
| Hastanede ateşini düşürmek için ilaç verdiler. | Open Subtitles | في المستشفى، أعطوها بَعْض الطبِّ لإنْزال الحُمَّى، |
| Ona tecavüz ettiğinde, kız bakire idi. Sonra ona haplar verdiler. | Open Subtitles | عندما اغتصبها، كانت عذراء ثم أعطوها أقراصاً |
| Annemi gördüler, güzel ve yetenekli olduğunda karar kıldılar ve ona küçük bir rol verdiler. | Open Subtitles | و رأوا أمي و أعتقدوا أنها جميلة و موهوبة، و أعطوها دور ناطق |
| Onca ağrı kesici ve yatıştırıcı verdiler. Uyanmadan geri gelirsin. | Open Subtitles | فبعد المسكّنات والمهدّئات التي أعطوها إيّاه، يمكنكَ الذهاب والعودة قبل استيقاظه |
| İstediklerinizi bana söyleyin, liste yapın, ve Vincent'a verin. | Open Subtitles | أخبرونى بما تريدون , اعدوا قائمة و أعطوها ل فينسنت |
| Kortizon. Ona kortizon verin. Yüksek dozda prednizon. | Open Subtitles | الستيرويد، أعطوها الستيرويد جرعات كبيرة من البريدنيسون |
| Kortizon. Ona kortizon verin. Yüksek dozda prednizon. | Open Subtitles | الستيرويد، أعطوها الستيرويد جرعات كبيرة من البريدنيسون |
| Allen'ın tüm banka hesaplarının envanterini çıkarmak için yetki vermişler. | Open Subtitles | أعطوها الحرية للتصرف في كل حسابات توني آلن البنكية |
| Deniz tutmasına karşı her birine ilaç vermişler. | Open Subtitles | أعطوها دواء لدوار البحر، تناوله الجميع. |
| Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | تعرضت للبرد وهي عائدة من المدرسة أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |
| - Onu kaybediyoruz. - Pepsulin 190. 8 mg. Çabuk! | Open Subtitles | نحن نفقدها حسنا أعطوها 180 مليميتر (بيبسليون) أسرعوا |
| Fraksiyonasyon yapılmamış IV heparin ve deri altına enjeksiyonla düşük moleküler ağırlıklı heparin verelim. | Open Subtitles | أعطوها الهيبارين غير المقسم عن طريق الوريد و هيبارين بالحقن بسرعة |
| Günlüğü yazarken bakireydi. Ona hapları verdi ama yine de baba oluyordu. | Open Subtitles | عندما اغتصبها، كانت عذراء ثم أعطوها أقراصاً |
| Prosedüre göre kanını inceltmek için yüksek dozda heparin aldı. | Open Subtitles | أعطوها جرعة كبيرة من الهيبارين لتخفيف دمها للجراحة |