| İstediğini yaparsın. Paris'te en sevdiğim şey bana verdiğin bu çanta oldu. | Open Subtitles | عل أقل حد, كل ما أحبه في باريس هو الحقيبة التي أعطيتني إياها |
| Bana verdiğin şarap hala duruyor. | Open Subtitles | لازلت احتفظ بزجاجة الشراب التي أعطيتني إياها. |
| verdiğin damla bir boka yaramadı! | Open Subtitles | قطرة العين التي أعطيتني إياها لم تفعل شيئاً البتة |
| Bana verdiğiniz kozmetik ürünü kavanozlarından aldığım bütün parmak izleri, bir tek kişiye ait. | Open Subtitles | رفعت جميع البصمات من كل المواد التجميلية التي أعطيتني إياها وهي من شخص واحد فقط |
| Bana verdiğiniz hücredeyim. | Open Subtitles | أنا في الزنزانة الصحيحة التي أعطيتني إياها |
| Bu arada, cüzdan bende kalacak, kendin verdin. | Open Subtitles | سأحتفظ بمحفظتك، لقد أعطيتني إياها بإرادتك |
| verdiğin mısırekmeği tarifi gerçekten kıçımı kurtardı. | Open Subtitles | إنّ وصفة الخبز اللتي أعطيتني إياها أنقذت مؤخرتي الجميلة. |
| Gölgenin şeklini tespit edebilmek için verdiğin fotoğraflarla oynadım. | Open Subtitles | من تسبب بالظل ؟ تلاعبت بالصورة التي أعطيتني إياها |
| Bana yılan suyu diye verdiğin şey neydi öyle? | Open Subtitles | ما كانت هذه القذاره التى أعطيتني إياها , عصير الثعايبن هذا ؟ |
| Baş ağrılarım oluyor ve verdiğin ilaçların da faydası olmuyor. | Open Subtitles | أكون متوتر طوال الوقت أصاب بذلك الصداع أيضاً والأدوية التي أعطيتني إياها ليست حقاً ذات فائدة |
| verdiğin videoların içinde yetişkin videosu da vardı. | Open Subtitles | بالمُناسبة, كان هُناك أشرطة إباحية من ضمن الأشرطة التي أعطيتني إياها. |
| Bana verdiğin 10 bin ve artı kazancın. | Open Subtitles | أجل، العشرة آلاف التي أعطيتني إياها بالإضافة إلى مكسبك |
| Bana verdiğin hediyenin sonuçları. | Open Subtitles | نتائج تحليل هذه الهدية التي أعطيتني إياها |
| Bana verdiğin son tavsiye de gerçekten işe yaradı. | Open Subtitles | والنصيحة التي أعطيتني إياها سابقاً حسناً ، لقد نفعت |
| Dün gece bana verdiğin parmak izleri için teşekkür etmek istedim yalnızca. | Open Subtitles | أردت فقط أن أشكرك من أجل تلك البصمات التي أعطيتني إياها ليلة أمس. |
| - Evet. Bana verdiğin o metal parçasıyla. | Open Subtitles | أجل، بواسطة القطعة المعدنية التي أعطيتني إياها |
| Bana şimdiye kadar verdiğin saçma cevaplarını biraz genişletebiliriz. | Open Subtitles | بوسعك التكلم بالتفصيل حيال الأجوبة الثلاثة التافه التي أعطيتني إياها سابقاً. |
| Bana verdiğiniz tüm altınlar taşa dönüştü! | Open Subtitles | ! سبائك الذهب التي أعطيتني إياها تحولت كلها إلى حجارة! |
| Bana verdiğiniz tüm fırsatlar için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لجميع الفرص التي أعطيتني إياها |
| Bunlar ilk sonuçlar, ama Bana verdiğiniz defterdeki elyazısı ile Collier'in el yazısını karşılaştırdım. | Open Subtitles | هذا شيء تمهيدي فحسب لكني قارنت الكتابة اليدوية الموجودة في المفكرة مع العينة التي أعطيتني إياها من كتابة " كولير " اليدوية |
| Bebeği hatırladığım için bana ilaç verdin. | Open Subtitles | بل أعطيتني إياها لأنني كنت أتذكّر هذه الأشياء. |