| Ama artık kendi başınasın. Unutma sen körsün, aptal değil. | Open Subtitles | لكن الآن أنت بمفردك لكن تذكّر أنك أعمى وليس غبيّاً |
| Sen de, seni lanet herif. Karımı öldürdün. körsün. | Open Subtitles | وأنت أيضا يابن العاهرة لقد قتلت زوجتي, أنت أعمى |
| Sağ ol anne, körüm ya havanın nasıl olduğunu göremiyorum. | Open Subtitles | شكرا يا أمي لأني أعمى ولم أرى الطقس من قبل |
| Her şeyi koklayarak bulurum ancak bir yarasa kadar körüm. | Open Subtitles | لا يسعني أن أشتمَ أيّ شيء لكنّي أعمى كالخُـفّاش. |
| "Aşkın gözü kördür" derdim ama, ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا, كنت لأقول الحب أعمى لكن كلانا نعرف أن ذلك غير صحيح |
| Bilmeseydim, kör olduğunu düşünürdüm. kör mü? | Open Subtitles | إذا لم أكن أعرفه، أنا كان يظن أنه كان أعمى. |
| Yine aynı şey. Tipik feminist tepkileri körü körüne onun tarafını tutuyor. | Open Subtitles | ها نحن ذا، الأمور النسوية المعتادة، إنّها تدافع بشكل أعمى عن جنسها. |
| Baldrick, ya yalan söylüyorsun, ya körsün, ya da deli. | Open Subtitles | بولدريك, إما أنك تكذب, أو أعمى, أو مجنون. |
| Etrafta olan biteni görmüyorsan, ya körsün, ya da görmek istemiyorsun. | Open Subtitles | الهراء الذي يحدث حولنا أنت أعمى أَو أنت لا تريد ان ترى |
| Sen zihinsel olarak körsün. Nörolojistler buna görsel agnozia adını veriyorlar. | Open Subtitles | أنت أعمى من الناحية العقلية وهو ما يسميه أطباء الأعصاب قصور في الحواس |
| - Görmüyor musun, körüm. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفعل ذلك بنفسى فأنا أعمى كما ترى |
| Güzel bir sabah uyandığımda bir baktım, Talih kadar körüm. | Open Subtitles | لقد استيقظت في يوم جيد و أنا أعمى كالقدر |
| körüm, sağır değil. İlk söylediğinde duydum! | Open Subtitles | أنا أعمى ولستُ أصم سمعتك من المرة الأولى |
| Yolda yürürken önündeki çukuru göremeyecek kadar kördür. | Open Subtitles | أنه أعمى بما يكفى لكى يجد طريقه إلى أقرب حفرة قطران |
| Burada da Jack McKay oturur. McKay kördür. Bütün kasaba bunu bilir. | Open Subtitles | وهنالك جاك مكاي الآن،جاك مكاي أعمى والبلدة بأكملها تعلم هذا. |
| kör mü? Duvarın yanındalar. | Open Subtitles | هل أنت أعمى إنها بمقابل الحائط |
| ya geleceğimizle ilgili kayıtsız kalırız, her yeni teknolojinin kârlı olacağına körü körüne inanıp bunu mantra olarak dümensiz bir gemi gibi kendi eskimemize doğru yönelirken, kendimize sürekli tekrarlayabiliriz. | TED | إما أن نرضى بمستقبلنا، ونؤمن بشكل أعمى بأن أي تكنولوجيا جديدة لابد وأن تكون مفيدة ونكرر ذلك على أنفسنا، مرارًا وتكرارًا كتعويذة ما ونحن ننجرف كسفينة بلا دفة تجاه هلاكنا. |
| Beyler, şahsım da insan doğasının güvenilmezliğine karşı kördü bir zamanlar. | Open Subtitles | أيها السادة , أنا أيضاً كنت أعمى عن خطورة الطبيعة البشرية |
| Yıllar boyu, körmüşüm. İnsanları ayırt edemiyormuşum. | Open Subtitles | في كل هذه السنوات كنت أعمى بسبب القذرات التى أفعلها لأبعد الناس مني |
| körlemesine babasının peşinden koşan bir adama yenilmeyeceğim! | Open Subtitles | لن أخسر لشخص يمشي علي خطى أبيه وهو أعمى البصيرة |
| En başta kördüm, dünyada kaybolmuştum. | Open Subtitles | و لكن في البداية ، كنتُ أعمى ضائع في العالم |
| Temel olarak Gendler'ın sol gözü körmüş. | Open Subtitles | هذا رجل جيندلر، هو كان أعمى في عينه اليسرى. |
| - Kör değilim. Birbirinize yakınlaştığınızı biliyorum. | Open Subtitles | لست أعمى , أعلم انك ودانيل نمت ببنكما علاقة وثيقه خلال نقاهته |
| gözü kör olmuş. Ne yaparsak yapalım bu suru aşamayacağımız ortada. | Open Subtitles | إن السلطان أعمى,لن نستطيع عبور تلك الأسوار مهما فعلنا |
| Kinle gözünü kör etmiş. Senin planında yokum. | Open Subtitles | انت لديك حقد أعمى وانا ليس لي علاقة بذلك |
| Bana destek vermedi. Bir kere kör bir flörte girdim. | Open Subtitles | مرة كان لدي موعد غرامي أعمى و تركتها في المسرح. |
| İçine sadece görme yetisi olmayan birisini koyacagız ve oldu, değil mi? | TED | نضع فقط شخص أعمى فيها و لقد انتهينا، أليس كذلك؟ |