"أعنيها" - Translation from Arabic to Turkish

• Ciddiyim
• ciddiydim
• ciddi
• içten
• anlamda
• söylüyorum
• kastetmedim
• kastetmediğim
• demek istemedim

Aynı şeyi masaj koltuğu hakkında da söylediğimi biliyorum, ama bu sefer Ciddiyim.
وأعلم أنّي قلت نفس الشيء بعد تجربة كرسي التدليك ولكن هذه المرة أعنيها

- Daha önce söylemiştim. Ama bu sefer Ciddiyim. Buraya yeniden geleceğim.
لكن هذه المرة أعنيها عندما سأعاود هنا سأكون نظيفا

Ciddiyim. İstemen yeterli.
لا, أنا أعنيها كل ما عليك فعله هو أن تطلب

Birine ilk kez o an "seni seviyorum" dedim ve ciddiydim.
وكانت تلك المرّة الأولى التي أقول فيها أُحبك لأحد وأنا أعنيها

Tartışıyorduk, sinirliydim. ciddi olarak söylememiştim.
كنّا نتناقش، وكنتُ أنفِّس عن نفسي من الواضح أنِّي لم أعنيها

Peki, her söylediğimi aslında cidden içimden gelerek söylemem ama bunda Ciddiyim.
انظري, اعلم أنني لا أقول دائماً أشياء... أعنيها بالضبط, لكن هذا جدّي!

Ciddiyim. Bitti. Şimdi defol buradan.
أنا أعنيها , لقد أنتهينا , لذا اذهب

Şimdi tekrar söyleyeceğim ve bu sefer Ciddiyim.
سأقولها مجدداً, وهذه المرة أنا أعنيها

Ve Ciddiyim, bu gece çok şık olmuşsunuz.
وإنّي أعنيها, إنكِ بأفضل حلة اليوم.

Bu sefer Ciddiyim. Yoruldum.
لكنني أعنيها هذه المرة، لقد تعبت.

- Hayır, Ciddiyim.
لا، أعنيها بجدية.

Ve bu sefer Ciddiyim!
و هذه المره أعنيها حقاً

Ciddiyim ! . Defol buradan!
أنا أعنيها , أذهب

Bu sefer Ciddiyim.
أعنيها هذه المرة

Biraz sarhoşum, yani bu gece pek çok uygunsuz sözler söylemişsem eğer... bilmenizi isterim ki, hepsinde ciddiydim.
أنا ثملة قليلاً، لذا، في حالة إن قلت أشياءاً غير ملائمة الليلة، أريدكأنتعرف.. لقد كنت أعنيها تماماً

Hayır, ciddiydim. Öldüm. Gömülmüş gibi ölü.
لا , لقد كنت أعنيها حقاً لقد مُت حقاً ميتة بشعة

Söylediğim onca şeyde ciddi değildim.
كل الأشياء التى قلتها لم أعنيها

Bak, dünyanın dört bir tarafında otel barlarındaki pisliklerin bunu sürekli söylediğini biliyorum ama söyleyeceğim ve içten gelerek söyleyeceğim.
إنظري , أعرفُ حثالة بحاناتِ فنادِق حول العالم ،يقولونَ ذلك طوالَ الوقت ،لكن سوفَ أقولُها .ولسوف أعنيها

Bağışlayın Sayın Başkan. O anlamda demedim.
سامحني، سيدي الرئيس لم أعنيها بهذا الشكل

Ama artık oy verdiğinize göre samimi olarak söylüyorum.
والآن بما أنكم قمتم بالتصويت فإنني كنت أعنيها حقاً

Baba, yaptığım ve söylediğim şeyleri gerçekten kastetmedim.
كما تعلم يا أبي فالأشياء التي قلتها لم أكن أعنيها فعلاً

Geçen akşam kastetmediğim şeyler söyledim.
لقد قلت بعض الأشياء تلك الليلة لم أكن أعنيها

Öyle demek istemedim. İçecek ister misin?
لا أعنيها بهذه الطريقة، أظن أنه أمر لطيف عندما يُقبّل الرجال بعضهم