| Tanrı'nın merhametini arayanlar arasında yabancılar yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد أغراب وسط هؤلاء الذين ينشدون رحمة الله |
| Tanrı'nın merhametini arayanlar arasında yabancılar yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد أغراب وسط هؤلاء الذين ينشدون رحمة الله |
| - Daha çok yere bakmalıyız. - Belki de yabancılar gelmemiştir. | Open Subtitles | وسنبحث أكثر من ذلك - ربما ليس هناك من أغراب - |
| İki kişi birkaç akşamdır etrafta yabancılar gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | البعض أخبرنى أنه كان هناك أغراب حول هذه المناطق خلال الليلتين الماضيتين |
| Artık uzaylı ziyaretçilerimiz, istenmedikleri düşmancıl bir dünyada itilip kakılan, saklanmak zorunda kalan yabancılar olmaktan çıksınlar. | Open Subtitles | لن يعد زوارنا الفضائيين أغراب يختبئون بالظلمات يقفون على شفا عالم عدائي وغير مرحب بهم |
| Rimsky'lerin evlerinin yabancılar tarafından kullanıldığını bilmek isteyeceklerini düşündüm. | Open Subtitles | حسبت أن أهل (ريمسكي) يريدون معرفة أن شقتهم تستخدم من قِبَل أغراب |