| zengin ve ünlü olacağız ve adımız yukarılarda, ışıklarla yazılı olacak. | Open Subtitles | سنكون أغنياء و مشهورون . و أسمائنا ستسطع عشرة أقدام لأعلى |
| Özgürlük söylemiyle İngilizlerin yerini almak isteyen zengin ve güçlü kesime sadakat göstermek istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يرون سببا في أن يعطوا و لاءهم لأناس أغنياء و ذوي نفوذ الذين يريدون أن يأخذوا دور البريطانيين باسم الحرية |
| İnsanların zengin ve ünlü olmak amacıyla buraya gelebilmek... için birbirlerini nasıl öldürdüğünü fark etmediniz mi? | Open Subtitles | ألم تنظري إلى الناس في الخارج يتقاتلون للدخول إلى هنا ليصبحوا أغنياء و مشاهير |
| Burası şehir dışına çıkmış, azgın ve zengin iş adamlarının olduğu güzel bir otel. | Open Subtitles | فندق جميل، فيه رجال أعمال أغنياء و راغبون |
| Çünkü bazıları zengindir ve bazıları da çürümeye bırakılırlar. | Open Subtitles | لأن بعضهم أغنياء و بعضهم الآخر تُرك ليتعفن |
| Bunlar insanlara ne kadar zengin ve güçlü olduğunu ve senin sevildiğini korunduğunu ve sana değer verildiğini gösterir. | Open Subtitles | بل يرون الآخرين أن قومك أغنياء و أقوياء و أنكِ محبوبة و محمية و مقدرة |
| Babamın ailesi zengin ve soğuktur, anneminkilerse onu deli eder. | Open Subtitles | قرابة أبي أغنياء و بعيدون , و أمي علاقتها متوترة للغاية مع ذوي قرباها |
| zengin ve şımarıktırlar ve çok kibirlidirler. | Open Subtitles | هم مشكلة, هم أغنياء, و هم لا يهتمون لأحد |
| zengin ve ünlüler. | Open Subtitles | أغنياء و مشاهير |
| Hoş, zengin ve zeki. | Open Subtitles | جذابين ، أغنياء و أذكياء |
| Ah bu arada... Krish'in amcaları da çok zengin ve başarılılar! | Open Subtitles | و بالمناسبة أخوال (كريش) كذلك، أغنياء و ناجحون للغاية. |
| - zengin ve cömert değiller. | Open Subtitles | أغنياء و التعويض . |
| Amos peygamber... kudretli ve zengin Samiriye'yi cezalandırdı. | Open Subtitles | النبي آموس عاقب أغنياء و أقوياء ساماريا |
| Fakir ve zengin insanlar var. | Open Subtitles | هناك أغنياء و هناك فقراء. |
| -Hepsi zengindir ve suçludur. | Open Subtitles | - هم أغنياء و هم مجرمون . |