| Onlar için yarışın bir sonraki etabı cennetin kapılarından içeri girmek olursa pek şaşırmam. | Open Subtitles | لن أفاجأ إذا كانت هناك مرحه تاليه لهذا السباق ـ ـ ـ و تشمل قشره لؤلؤية من بوابه الجنه |
| Rus çetesine ve güvenlik firmasına olan borcunu hesaba kattığımızda, elindeki yüzükten fazla para harcamışsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | ومع كل ديونه للعصابة الروسية وشركة الأمن أنا لن أفاجأ إذا كان انفق بالفعل أكثر مما يستحق الأمر |
| Herhangi süpermarket ya da köşe dükkanda satılsa şaşırmam. | Open Subtitles | أنا لن أفاجأ إذا بغتونا في كل سوبر ماركت أو أى زاوية. |
| Hiç şaşırmadım. Şu İsveçliler hep yeni yeni icatlar çıkarıyor. | Open Subtitles | عموماً ، أنا لم أفاجأ بذلك السويدين شعب عبقري ، أليس كذلك ؟ |
| Merak etmeyin. Neden seni burada bulduğuma hiç şaşırmadım Carter? | Open Subtitles | لماذا لم أفاجأ لإيجادك هنا، كارتر؟ |
| Ama gayri resmi şekilde olduğunu öğrensem buna şaşırmazdım. | Open Subtitles | لكن حالياً لن أفاجأ إن كانت كذلك بشكل غير رسمي |
| Eğer hiçbirşey anlamazsanız hiç şaşırmam dedim. | TED | ولن أفاجأ إذا لم تتمكّنوا من فهم شيء. |
| - Bak dinle... Bu aralar gelipte niyetinin ciddi olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لا ينبغى أن أفاجأ بأنه قد طلب مقابلة |
| Çok sık şaşırmam. | Open Subtitles | انا لا أفاجأ كثير من الأحيان. |
| Tekrar uğrarsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لن أفاجأ إن مرّ علينا ثانياً |
| Buna şaşırmam. | Open Subtitles | أنا لن أفاجأ. |
| Acaba niye şaşırmadım? Ben deneyeyim. | Open Subtitles | لما لم أفاجأ دعني أحاول |
| Oh. şaşırmadım. | Open Subtitles | ان أفاجأ هذا غير مفاجئ |
| Hayal kırıklığına uğradım ama şaşırmadım. | Open Subtitles | ...خاب ظنى لكن لم أفاجأ... |
| şaşırmadım. | Open Subtitles | لم أفاجأ |
| Teneke kutulara doldursa şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أفاجأ لو كان يتغوط علب من الصفيح |