| herhalde şimdi mavi gömleğin olmadığını da söyleyeceksin. | Open Subtitles | أفترض بأنك ستقول بأنك لم تكن تملك أي قميص أزرق |
| Yani, Princeton veya Georgetown'a gitmediğine göre üniversiteye dönmeyeceksindir herhalde. | Open Subtitles | أقصد، بما أنك لم تذهب إلى برينستون او جورج تاون أفترض بأنك لم تذهب إلى الجامعة |
| Jake ve benimle gelip, hediyesini verdikten sonra doğum gününü kutlamak için gelmek istemediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لن تذهب معي وجايك لكي نعطيها هديتها وبطاقة العيد |
| Jake ve benimle gelip, hediyesini verdikten sonra doğum gününü kutlamak için gelmek istemediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لن تذهب معي وجايك لكي نعطيها هديتها وبطاقة العيد |
| Bu katliam başlamadan önce gidiyordun. Hala gitmek niyetindesin sanıyorum. Ama sana burada ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أنت كنت مغادرًا قبل أن تبدأ تلك المجزرة أفترض بأنك لا تزال تنوي المغادرة |
| Ayrıca eve erken döndün o yüzden karısını aldatmasına neden olacak bir şey yapmadığınızı varsayıyorum. | Open Subtitles | وقد جئتِ للمنزل باكراً أنا أفترض بأنك لم تصبحي |
| Hâlâ bağlantıda olduğunu farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لا تزال على اتصال بهما |
| herhalde bu oyuncakları görmem için ortada bıraktın. | Open Subtitles | أفترض بأنك أردت مني أن أري تلك الألعاب |
| Kendi barında kafayı buldun herhalde. | Open Subtitles | أفترض بأنك كنت تثمل في حانتك |
| herhalde evlisindir. | Open Subtitles | أفترض بأنك متزوج |
| Silahları kastediyorsun herhalde. | Open Subtitles | أفترض بأنك تعني الأسلحة. |
| - Bunu hak etmemişsindir herhalde. | Open Subtitles | اني أفترض بأنك لم تستحق ذلك؟ |
| Sebebini bildiğini farz ediyorum. Bu soruyla canımı sıkıyorsun. | Open Subtitles | أفترض, بأنك تعرف ذلك, وأنت تحاول أستغلالي بهذا السؤال |
| Ben de bana asla ödeme yapmayacağını farz ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أفترض بأنك لن تدفع لي أبداً |
| Ben de bana asla ödeme yapmayacağını farz ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أفترض بأنك لن تدفع لي أبداً |
| Minik cicilerime şöyle bir bakmaya geldiğini sanıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك جئت لرؤية عزيزاتي الصغيرات؟ |
| Gece gelmeyeceksin sanıyorum sanırım bu işlerle ilgilenen bir yerde yer ayarladın? | Open Subtitles | أفترض بأنك لن تكوني هنا الليلة، لأنك قد حجزت في... مكانحيثستقومينبإجهاضالطفل؟ |
| Beni öldürürsen onu asla bulamazsın sanıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لو قتلتني , فلن تجدها مطلقاً |
| Çok sıkışık olduğunu varsayıyorum ama yine de bir arayayım dedim. | Open Subtitles | أفترض بأنك منشغل كثيراً ولكني أردت التأكد |
| Sizin kuleyi uçururken yakayı ele verdiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | أنا أفترض بأنك مسكت الذين قاموا بالحادث المؤسف بتدمير رافعتك |
| - Bunu gördüğünü varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك رأيت هذا. انه بالخارج. |
| Bir planının olduğunu farz ediyorum? | Open Subtitles | أفترض بأنك لديك خطة ؟ |