| Yakalanacak olursanız en iyi seçenek intihar etmenizdir. | Open Subtitles | إذا تم القبض عليكم، أفضل خيار لكم هو الإنتحار |
| Bunlar pek bana göre değil ama şimdilik en iyi seçenek bu. | Open Subtitles | ،هذه ليست الجنة ،لكن في الوقت الرهن هذا أفضل خيار لي |
| Doğru söylüyor. İyileşmesi için en iyi seçenek bu. | Open Subtitles | إنها محقة، هذا سيعطيه أفضل خيار للتعافي. |
| Bu ilacın gerçekten en iyi şansın olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن صدقاً أنّ هذا الدواء هو أفضل خيار لنا |
| Bu durumda, en iyi seçeneğimiz, biyoterapi yöntemi uygulamak. | Open Subtitles | في هذه المرحلة، قد يكون أفضل خيار لنا استدعاء وكيل علاج بالطب الحيواني |
| Ama ne var biliyor musun? Sanırım bu konuyu asla konuşmayalım en iyisi. | Open Subtitles | أعتقد أفضل خيار أذا لم نتحدث عن ذلك مرة أخرى |
| Büyükannenin seni etkilediğine eminim ancak ameliyat bu noktada en iyi seçim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن جدتك تؤثر عليك ولكن العملية هي أفضل خيار لك هنا |
| İşlerin bu hâle geleceğini planlamamıştım ama uygun olan en iyi seçeneğin bu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لم أكن أخطط أن تجري الأمور هكذا و لكني اعتقدت انه أفضل خيار لدينا |
| Varlıkların hayatta kalma ihtimali: %2,07. Bu seçenek seçildi. | Open Subtitles | "الخيار رقم 833333" "أفضل خيار متاح" "%نسبة نجاة جميع العملاء: |
| Gil Ra Im'i görmeden yaşayamam. Bu yüzden en iyi seçeneği seçtim. | Open Subtitles | لا يمكنني عدم مقابلة را إيم، لذلك أنا أختار أفضل خيار |
| Bence ameliyat daha iyi bir seçenek. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الجراحة هي أفضل خيار إذن ذلك ما سوف نفعله |
| Duruma baktı ve hamlelerinin tükendiğini ve bunun en iyi seçenek olduğunu fark etti. | Open Subtitles | لقد اطلع على القوانين و ادرك أن هذا أخر ما لديه و ربما يكون أفضل خيار |
| Protestan Elizabeth, evlenmeden durduğu sürece, en iyi seçenek sen olacaksın. | Open Subtitles | لا تزال قاحلة وغير متزوجة أنتي أفضل خيار. |
| Bence senin için şu andaki en iyi seçenek rehabilitasyon. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل خيار لك الان هو اعادة التأهيل |
| İstatiksel olarak, en iyi seçenek ordunun kesmesine izin vermekti. | Open Subtitles | إحصائيا، إن أفضل خيار للكوكب هو ترك الجيش يواجه |
| Titanyum plakaların en iyi seçenek olduğunu kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قُلتِ بنفسكِ أن لوحات التيتانيوم هي أفضل خيار |
| Tamam, eminim ne yaptılarsa o andaki en iyi seçenek olduğu içindir. | Open Subtitles | مُتأكّدة أنّ أياً كان ما فعلوه كان أفضل خيار مُتاح في تلك اللحظة. |
| Eğer hayatta kalmak istiyorsan en iyi şansın, federal ajanları arayıp buraya gelmelerini söylemen ve onlara her şeyi anlatman. | Open Subtitles | عندما يخرج الأمر للعلن لذلك أفضل خيار لكِ, إن أردتِ البقاء حية هو بالتصرف بشكل حسن مع المباحث الفدرالية و أن تخبريهم بكل شئ |
| en iyi seçeneğimiz bu nöbetçileri kendi başımıza halletmek. | Open Subtitles | أفضل خيار لدينا أن نهاجم هؤلاء الحراس بأنفسنا |
| Bir sürü kötü seçeneğin içinde en iyisi o. | Open Subtitles | إنه أفضل خيار بين العديد من الخيارات السيئة |
| Onu da kullanmamak suç olur. Bayan Warren'ın öğrenmek için burada olmasını anlıyorum belki de bu durum için bir çaylak en iyi seçim değildir. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} إسمعن، أقدّر أنّ الآنسة (وارن) هنا لتتعلم لكن ربما شخص مبتدئ ليس أفضل خيار في هذه الحالة. |
| Bana göre en iyi seçeneğin iki taraflı mastektomi. | Open Subtitles | من وجهة نظري، استئصال الثدي هو أفضل خيار لك |
| Varlıkların hayatta kalma ihtimali: %2,07. Bu seçenek seçildi. | Open Subtitles | "الخيار رقم 833333" "أفضل خيار متاح" "%نسبة نجاة جميع العملاء: |
| Saul'un ve yerdeki insanların en iyi seçeneği orijinal kalkış anahtarlarını bulmak. | Open Subtitles | (أفضل خيار مُتاح لـ(سول وإلى الناس على الأرض هو إيجاد مفاتيح الإنطلاق الأصلية |
| Yakalanırsan veya Han seni yakalarsa, yüzleşeceklerindense intihar hapı çok daha iyi bir seçenek olur. | Open Subtitles | إذا تم القبض عليك أو أمسكك (هان)، إنها حبوب إنتحار ربما ستكون أفضل خيار مما ستواجه |
| En sonunda, ikimiz de anladık ki, ortada bir bebek yokken, yapılacak en iyi şey, hoşça kal demekti. | Open Subtitles | وبعد كل هذا قررنا أن عدم وجود طفل ،يعني أن الفراق أفضل خيار نبقى أصدقاء |