Bir annenin alabileceği en güzel hediye, ve çok tehlikeli biri gibi görünmeni sağlıyor. | Open Subtitles | هذه أفضل هدية قد تُهدى لأم وتجعلك تبدو شديد الخطورة |
Biliyor musun, bugüne dek bana verdiğin en güzel hediye olur bu! Tamamdır, Anne! | Open Subtitles | أتعرفين شيئاً، هذه ستكون أفضل هدية تقديها لي |
Bu büyük hobi kitabını sevdim. Bana şu ana kadar verdiğin en güzel hediye. | Open Subtitles | أنا أحب كتاب الهوايات انه أفضل هدية اهديتها لى |
Ve bu farklılıklardan oluşan grup hayatımda isteyebileceğim en iyi hediye. | Open Subtitles | وسأخبركم بشيء هذا الطاقم المتنوع هو أفضل هدية يمكن أن أطلبها |
en iyi hediye fikirlerini bulabilmek için interneti ve mağazaları taradık. | Open Subtitles | لقد جلبهم لل الإنترنت والمحلات التجارية للعثور على أفضل هدية الأفكار. |
14. doğum günümde, büyükbabam ve büyükannem, bana o güne kadarki en güzel hediyeyi verdi: Bir çizim masası, o zamandan beri üzerinde çalıştığım masa. | TED | في عيد ميلادي الرابع عشر، جدي وجدتي أعطوني أفضل هدية ميلاد على الإطلاق طاولة مسودة التي مازلت أعمل عليها منذ ذلك الحين |
Bu doğumgünü hediyelerinin en güzeli. | Open Subtitles | ان هذه أفضل هدية عيد ميلاد |
Hayır, asıI en güzel hediye bu olurdu. | Open Subtitles | أنتِ مخطئة، ستكون أفضل هدية تلقيتها فى حياتى |
Anneler günüde sizden isteyebileceğim en güzel hediye bütün bir hafta boyunca benden uzak kalmanızdı. | Open Subtitles | هو أفضل هدية قد تتمناها أية والدة في عيد الأم |
Güle güle kullan. Babamın bana verdiği en güzel hediye. | Open Subtitles | إستمتع ، هذه أفضل هدية أعطاني إياها والدي |
Benim verdiğim en güzel hediye olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين أفضل هدية أحضرتها له على الإطلاق |
Aldığım en güzel hediye. | Open Subtitles | هذا هو أفضل هدية كنت قد أعطيت أحدا من قبل. |
Bu gece muhtemelen bir öğrencinin öğretmenine verebileceği en güzel hediye. | Open Subtitles | الليلة هي أفضل هدية يمكن أن يمنحها الطالب لِمُدرسه |
21. yaş gününde verebileceğim en güzel hediye bu. | Open Subtitles | إنها أفضل هدية يمكنني منحها لكِ في ميلادكِ الواحد والعشرون.. |
Ve birisine -- birisine dört saatlik bölünmemiş zaman dilimi verirsiniz iş yerindeki birine verilecek en iyi hediye. | TED | يمكنك ان تعطي شخص ما أربع ساعات من الوقت دون انقطاع هي أفضل هدية يمكن أن تعطيها لأي شخص في العمل. |
Hepsi güzel fikirler ama ona verebileceğimiz en iyi hediye kasadaki paralar hariç bomboş bir mağaza olacaktır. | Open Subtitles | هذه أفكار لطيفة و لكن أفضل هدية يمكننا تقديمها له هى محل فارغ لا يحتوى على شئ سوى نقود فى الخزينة |
en iyi hediye yeni CFO'nun önünde iyi bir iş çıkarmandır. | Open Subtitles | أفضل هدية ستكون أن تقدم عرضاً جيداً أمام مدير المالية |
Söyle ona bana verebileceği en güzel hediyeyi verdi. | Open Subtitles | أخبريه بأنه أعطاني أفضل هدية أمكنه إعطائي |
İnsanlara aldıkları en güzel hediyeyi veren sizdiniz. - Çocuk mu verdik? | Open Subtitles | أنت تعطي الناس أفضل هدية يمكن أن تعطيها لهم |
Bu doğumgünü hediyelerinin en güzeli. | Open Subtitles | ان هذه أفضل هدية عيد ميلاد |
Aldığım en iyi hediyeydi. | Open Subtitles | وهذا هو أفضل هدية على الإطلاق. |
- Julius, lütfen, ne alırsa alsın dünyada ki en iyi hediyeyi almış gibi davranacağına söz ver? | Open Subtitles | هلاّ وعدتني بأن تتصرف و كأنها أفضل هدية حصلتَ عليها ؟ |
Leonard bana en mükemmel hediyeyi verdi. | Open Subtitles | أهداني (ليونارد) أفضل هدية على الإطلاق |