| Halüsinasyon görüyorum çünkü o kırmızı kapüşonlu şerefsiz zihnime fikirler soktu. | Open Subtitles | أنا أهلوس لأن ذلك الوغد صاحب القلنسوة الحمراء يضع أفكاراً برأسي |
| gücün sarhoşluğuna kapılmasını istemiyordu. Ona Kral demek istemiyorlardı, çünkü bunun onun veya onu takip eden kişinin aklına fikirler sokmasını istemiyorlardı. | TED | أن يصبح مدمنًا للسلطة. كانوا لا يريدون أن يدعوه الملك تحسبًا من أن يعطيه ذلك أفكاراً أو لمن سوف يخلفه. |
| Özgünler uyum sağlamayı reddedenler, sadece yeni fikirleri olanlar değil, onları gerçekleştirmeye çabalayanlar. | TED | الأشخاص المبدعون ليسوا أشخاصاً ممتثلين، وهم لايملكون أفكاراً جديدة فقط، بل يتخذون إجراءات لتأييدها. |
| Dünyadaki herkes müzikal fikirleri kopyalayıp, yaratıcı şekillerde kullanmakta serbest. | TED | مسموح لكل شخص في العالم أن يجهّز أو ينسخ أفكاراً موسيقية، ويستخدمها بطرق مبتكرة. |
| Nokta, buraya en uygun işarettir çünkü burada iki farklı fikir sunulmuş. | TED | تعمل النقط بشكل أفضل هنا لأن هاتين الجملتين تحملان أفكاراً مختلفة تماماً. |
| Araplar aynı zamanda Hindistan'dan Batı'ya fikir ihraç ediyordu. | Open Subtitles | بواسطة الباحثين و العلماء المسلمين جَلبَ العرب أيضاً أفكاراً من الهند إلى الغرب |
| 150 kişi kadar büyük ve üç kişi kadar küçük gruplar halinde, bu gençler yeni yerler, yeni düşünceler ve yeni bakış açıları keşfettiler. | TED | في مجموعات كبيرة مكوّنة من 150 طفل و صغيرة مكوّنة من 3 أطفال, اكتشف هؤلاء الصغار أماكن جديدة, أفكاراً جديدة ، وجهات نظر جديدة. |
| Eğer daha iyi bir fikrin varsa, dinliyorum. | Open Subtitles | هل تملك أفكاراً أفضل ؟ فكلّي آذان صاغية |
| Lovelace'a göre, bir makinenin zeki olarak nitelenebilmesi için orijinal fikirler üretebiliyor olması gereklidir. | TED | وفقاً لـلافليس، يجب أن تكون الآلة قادرة على خلق أفكاراً مبتكرة إذا كان علينا اعتبارها ذكية. |
| Sizden de fikirler bekliyorum. Bu yüzden maaş alıyorsunuz. | Open Subtitles | أريد أفكاراً منكم، هذا ما تتقاضون أجراً عليه |
| Eminim birkaç gün içinde yeni fikirler çiçek açacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك ستُنبت أفكاراً جيدة خلال أيام |
| İlk uygarlıkların çoğu gökler hakkında sofistike fikirler geliştirmişti. | Open Subtitles | العديد من الحضارات القديمة تبنت أفكاراً معقدة عن شكل السماء |
| Hazır olunca patlatın. Kulağıma fikirler gelsin. | Open Subtitles | تكلموا متى ما جهزتم، أريد أن أسمع أفكاراً |
| Uzun saçları var, marangozluk yapıyor, kardeşlik ve sevgi hakkında çılgın fikirleri var. | Open Subtitles | ،شخص لديه شعر طويل، ويعمل كنجار ويملك أفكاراً جنونية عن الحب والأخوة |
| Aklı çelen derin fikirleri düşünmek ve kızıma sihirli bir parti hazırlamak için, bileşik bir cümle oldu, çamarı bitirmek istiyorum. | Open Subtitles | كل ما أريد هو أن أغسل الملابس، وأكتب بمدونتي أفكاراً عميقة تزيد من عذابي وأقيم حفل ميلادٍ ساحرٍ لابنتي، |
| Hepimizi senin hoşuna gitmeyen fikirleri olan aptallara indirgiyorsun. | Open Subtitles | وربما تفكر بنا على أننا كتلة بيضاء ضخمة تحوي أفكاراً سخيفة لايمكنك تحملها |
| Senden biraz fikir falan alabilirim. | Open Subtitles | ،حسناً ، بالإمكان أن أخرج منك أفكاراً يمكنك أن تمد بعض الأمور |
| bir alan sayılmaz. İnanılmaz potansiyeli olan bir alan. Ancak içindeki pek çok kişi kendi alanını korumakla meşgul ve birisi yeni bir fikir önerdiğinde inanılmaz derecede dirençle karşılaşabiliyor. | TED | سوف ترى فى الحقيقة إحتمال كبير, لكنك ترى الكثيرين يدافعون عن أفكارهم و معتقداتهم و قد يبدون بالفعل مقاومة كبيرة عندما تحاول أن تقدم أفكاراً. |
| Başka komik bir fikir söyleme. | Open Subtitles | حسناً، لا تنفّذ أية أفكاراً مُضحكة |
| Ortaya çıktıklarında sizde bile olmayan beyinlerle ... ..derin düşünceler üretirler. | Open Subtitles | وعندما يتخرجون يطرحون أفكاراً عظيمة ومع ذلك ما كانوا يملكون عقولاً أكثر مما تملك |
| Hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | لا تملك أفكاراً. |
| Fakat, bebeğim, fikirlerim var. | Open Subtitles | لكن، يا صغيرتي، أنا أملك أفكاراً. |
| Okuyorsun, farklı fikirlerin var. | Open Subtitles | فأنت تقرأ، والقراءة تلهمك أفكاراً عظيمة. |