| Biliyorsun, bu yaz... deniz kenarında bir ev almayı düşünüyordum. | Open Subtitles | أتعرفى، كنت أفكر فى شراء منزل على الشاطئ هذا الصيف |
| Biliyorsun, bu yaz... deniz kenarında bir ev almayı düşünüyordum. | Open Subtitles | أتعرفى، كنت أفكر فى شراء منزل على الشاطئ هذا الصيف |
| Bir gün sonrasına kadar ben bile bu görüntülere bakmayı düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا حتى لم أفكر فى أن أفحص هذا حتى اليوم التالى |
| Sanırım. Bilirsin, ben... Ben bunu hiç o şekilde düşünmedim. | Open Subtitles | بلي,أتعرف لم أفكر فى الأمر حقيقاً بهذه الطريقة |
| Beni ay ışığını sigarayı ve müziği düşünmeye zorluyor. | Open Subtitles | إنه يجعلنى أفكر فى ضوء القمر و السجائر و الموسيقى |
| Neden daha önce düşünemedim? Agrado benim yerime çalışabilir. | Open Subtitles | كيف لم أفكر فى هذا من قبل اجرادو تستطيع أن تحل محلى |
| Albuquerque'de bir yıl daha kalmak için annemle konuşmayı denemeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر فى أن أتكلم مع أمى بشأن بقائى هنا والذهاب.. |
| Ve materyal olarak, kabarcıklı yüzme süngeri süngeri kullanmayı düşünüyordum? | Open Subtitles | وبالنسبة للمواد الخام قد كُنت أفكر فى تركيبة رغوة الطفو |
| İlk elden gözlem yapan kişinin 35 yıl kadar önce bana söylediği şu olmuştu, ki ben o zaman bu konular üzerinde kendimle ilgili araştırma projem nedeniyle düşünüyordum | TED | حسنا، أما التالى فقد أخذته عن شخص كان يلاحظ عن قرب، و قد قال لى ذلك منذ حوالى 35 سنة مضت، عندما كنت أفكر فى هذه الأشياء لمشروعى البحثى، |
| Yörüngede kalan kamera uydularına bağlanabilen seri üretilmiş küresel televizyon setleri hakkında düşünüyordum. | TED | كنت أفكر فى إنتاج شامل لمجموعة تلفزيونات كروية والتي يمكن أن ترتبط بمدار كاميرا أقمار صناعية. |
| O komik sokağı yıllardır hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أفكر فى هذا الشارع القديم المرح منذ سنوات |
| Asla böyle düşünmemiştim. Kafamda bir devrim olmuştu. | Open Subtitles | إننى لم أفكر فى الحياة بهذه الطريقة من قبل واشتعلت الفكرة فى رأسى |
| Hayır, bunu hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لا ، إننى لم أفكر فى ذلك ابداً |
| Biliyor musun Afrika'dan gönüllü ayrılmadığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | هل تعلم أنا بدأت أفكر فى أنك لم ترحل عن أفريقيا بمحض ارادتك |
| Haklısın. Bunu ben niye düşünemedim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنت محق لا أعرف لماذا لم أفكر فى ذلك |
| Ne zaman aklıma pis bir düşünce gelse başka bir şey düşünüyorum. | Open Subtitles | كل مره أفكر فى شئ سئ انا فقط احول تفكيرى لشئ آخر |
| İyi! O zaman, diğer yatırım gruplarını düşünmem! | Open Subtitles | حسنا , بعد ذلك انا لم أفكر فى مجموعة المشاريع الأخرى |
| Sus da biraz düşüneyim. | Open Subtitles | ممكن تهدأ من فضلك لدقيقة حتى أفكر فى الامر |
| Bana göre bir şey değil ama düşüneceğim. | Open Subtitles | إننى لست معتاده على ذلك لكنى سوف أفكر فى ذلك |
| Bir kerecik olsun, yalnızca kendimi düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنظرى, لمرة واحدة أننى لا أفكر فى نفسى فقط. |
| Açıkçası, geçmiş günleri düşündüğümde zamanın nasıl geçtiğini fark ediyorum. | Open Subtitles | فى الواقع ، لقد كنت أفكر فى هذه المذكرات و قد مر الوقت سريعاً |
| Bir sebep düşünemiyorum. O sapık kayboldu ve şimdi hepimizi öldürecek. | Open Subtitles | يمكننى أن أفكر فى سبب أنه مريض نفسى ويريد أن يقتلنا |
| Ah, San Diego. Bir aralar San Diego'ya taşınmayı düşünmüştüm. | Open Subtitles | أوه سان ديجو لقد كنت أفكر فى الذهاب هناك |