| - Evet, ilk filmlerini ben yönettim. | Open Subtitles | نعم, لقد قمت بإخراج جميع أفلامها الأولى. |
| Onun filmlerini yurtta çok izliyoruz. | Open Subtitles | نحن نشاهد أفلامها كثيراً في دار الأخوية الذي أنتمي إليه. |
| Bilmem. Eski filmlerini çeken şirketin birine. | Open Subtitles | لا أعلم , شركة ما كانت تنتج أفلامها القديمة |
| Çağrıya bakan memur filmlerinden tanımış. | Open Subtitles | ضابط الإستجابة للحدث تعرف عليها من أحد أفلامها |
| Barbara'nın muhteşem filmlerinden birinde dediği gibi, "Yentl," eğitim isteyen genç bir kadını canlandırıyordu. | TED | صورت باربارا في أحد أفلامها الرائعة "ينتل" لقد صورت أمرأة شابة أرادت أن تتعلم |
| 1.54 boyundaydı ve filmleri o kadar uzun değildi. | TED | كانت طويلة القامة لكن أفلامها لم تكن كذلك. |
| Neredeyse tüm filmlerinde masraflı gecikmelere yol açmakla suçlanmıştı. | Open Subtitles | قد تم لومها لتسببها بتأجيلات مكلفة في جميع أفلامها تقريبا |
| Dün gece onun eksi filmlerini izledim, ve o beni tamamen esnetti. | Open Subtitles | لقد كنت أشاهد أحد أفلامها القديمة على الإنترنت في الليلة الماضية وأذهلتني تماما |
| Elbette onun filmlerini görmüştüm ve her zaman onun harika olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ... بالطبع رأيت أفلامها ... بالطبع رأيت أفلامها وكانت دائماً رائعة |
| Evet, bütün filmlerini gördüm. | Open Subtitles | - أجل رأيت جميع أفلامها أفلام؟ |
| - Onun işi filmlerini satmaktı. | Open Subtitles | كان عملها هو أن تبيع أفلامها |
| Onun tüm filmlerini seyrettim. | Open Subtitles | لقد رأيتُ كل أفلامها |
| Luann'in filmlerini izlemeyi severdi. | Open Subtitles | كان يحب مشاهدة أفلامها |
| Luann'in filmlerini izlemeyi severdi. | Open Subtitles | حسنا, كان يحب مشاهدة أفلامها. |
| Göğüslerinden bahsettik, filmlerinden bahsettik. | Open Subtitles | تحدثنا عن صدرها تحدثنا عن أفلامها |
| Gitme. Vanessa filmlerinden birini göstermek üzereydi. | Open Subtitles | لاتذهبي فينسا سترينا أحد أفلامها |
| Biliyor musun? Geçen akşam televizyonda eski filmlerinden birini gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت أشاهد أحد أفلامها القديمة على ال"شوتايم" في تلك الليلة |
| Düşünürken bile sanki filmlerinden birindeki beyin yiyen bir parazitmiş gibi onu kafamın içinde... | Open Subtitles | حتّى عندما أفكّر أستطيع أن أشعر بها بداخل رأسي -مثل طفيليّ يأكل الدماغ من أحد أفلامها |
| Marilyn Monroe hayranı olduğuna göre filmlerinden birini izlediniz herhâlde? | Open Subtitles | لذا أعتقد انكم شاهدتم احدى أفلامها ؟ |
| Belki Audrey Taylor Swift gibi öfkesini ufak filmlerinden biri için kreatif bir enerjiye çevirir. | Open Subtitles | ربّما ستحوّل (أودري) غضبها إلى طاقة إبداعيّة لإحدى أفلامها عن طريق المغنيّة (تايلور سويفت). |
| filmleri öyle şiirsel ki! Telefonlar kilitlenecek. | Open Subtitles | أفلامها مليئة بالكلام، ستكون خطوط الهاتف مشغولة |
| Sabahları sevdiği filmleri izlerken ona eşlik etti. | Open Subtitles | سهر معها حتى الصباح لمشاهدة أفلامها المفضلة |
| Ashley, filmlerinde yapmaya her zaman hazırdı. | Open Subtitles | "آشلي " في أفلامها كانت دائماً مستعدة للذهاب |