| Biraz afyon veya sizi sevdiğini söyleyen bir kızın dokunuşu. | Open Subtitles | ،غليون أفيون ،أو لمسة من فتاة قد تبوح بمحبتها لك |
| Annem öldüğünden beri, babam yatağından hiç çıkmadı... sürekli afyon çeker ve neredeyse hiçbir şey yemez. | Open Subtitles | منذ وفاة والدتي عاش والدي على سريره لا يترك ابدا أفيون غليونه وتقريبا لا يأكل بعد ذلك |
| Belki de Asyalı grafiker ona biraz afyon verdi. | Open Subtitles | ربما المصمم الآسيوي اعطاها بعض الـ أفيون |
| Christina bizim görevimiz, bu barbar ülkeyi ikinci bir uyuşturucu savaşına boğmak. | Open Subtitles | كرستينا، مهمّتنا هنا أَنْ تَجْعلَ هذه البلادِ البربريةِ المرحلة لمدّة ثانية حرب أفيون. |
| Sadece Opium. | Open Subtitles | مجرد أفيون |
| Toplumların afyonu, dindir. Delikanlı bunu çok iyi biliyor. | Open Subtitles | أفيون الشعب هو الدين، كما يعرف ذلك الشاب |
| Kokainli esrar sevkiyatını durdurmanın ödülünün fazladan nöbet olacağını kim bilebilirdi? | Open Subtitles | من توقع أن تكون جائزة مصادرة شحنة أفيون مهمّة حراسة إضافيّة؟ |
| Hindistanlı bir pamuk kralının karıştığı bir skandal ile Çinli bir afyon tüccarının aşırı dozu Strazburg ve Viyana'daki bombalamalar ve Amerika'daki bir çelik kralının ölümünün ortak yönü ne? | Open Subtitles | ما علاقة فضيحة تاجر أقطان هندي و جرعه زائده لتاجر أفيون صيني و تفجيرات في ستراسبورج و فيينا |
| Eroin de morfinden yapılıyor. O da afyon çiçeğinden üretiliyor. | Open Subtitles | والهيروين يُصنع من المورفين، الذي يأتي من أفيون الخشخاش. |
| Hayır. afyon, Çavuşum. Etrafı araştır. | Open Subtitles | لا,إنه أفيون حضرة الرقيب إلق نظرة بالأرجاء |
| Geçen sene, afyon kaçakçılığı yapılan yabancı askeri üslerin fotoğraflarını sattı. | Open Subtitles | هو يحاول أن يكشف فضائح البنتاجون لقد قام ببيع لعمليات بيع أفيون على قواعد |
| Adam korsan. Askeri hizmette kullanmak için Güney Çin Denizindeki İngiliz afyon gemisine el koymuş. | Open Subtitles | كان قُرصانًا ولد على متن سفينة أفيون بريطانية إستولوا عليها من جنوب بحر الصين |
| Bu iki büyük şey, afyon ve kokain, yer altı ekonomisini kaplıyor. | Open Subtitles | أفيون وكوكايين، اقتصادان خفيّان سريّان وواسعان. |
| - Shing afyon soktu, bizim olduğunu söyledi. | Open Subtitles | - شينج قد وضع أفيون على السطح و قال أنه كان يخصنا |
| - Geri tepmesiz topu getir. Bizi afyon tüccarı sanıyor. - Kargomuzu istiyorlar. | Open Subtitles | أحضر المدفع الآن يعتقد بأننا تجار أفيون |
| Dünyanın en büyük uyuşturucu şebekesini işletiyor. | Open Subtitles | أنه يدير أكبر خط أنابيب أفيون في العالم. |
| Dünyanın en büyük uyuşturucu şebekesini işletiyor. | Open Subtitles | أنه يدير أكبر خط أنابيب أفيون في العالم. |
| Opium. | Open Subtitles | أفيون |
| - Yoksa babamdan bir kalıp afyonu nasıl alırdın? | Open Subtitles | كيف استطعتِ شراء قرميد من أفيون والدي؟ |
| Ne güzel, dairemize esrar soktun demek. | Open Subtitles | رائع.. أأحضرت أفيون الى شقتّنا؟ |
| Güven bana, Avion Margarita hayatını değiştirecek. | Open Subtitles | ثق بي، مارغريتا أفيون ستغير حياتك |
| Haydutları hallettikten sonra biz, kurtarılan afyonun sadece %20'sini alacağız. | Open Subtitles | بعد هزيمة قطاع الطرق، سنأخذ 20% فقط من أيّ أفيون مُسترد. |