| Onunla hiç tanışmadım, Bay Pike ama sürekli sizleri izledim. | Open Subtitles | أن لم أقابله من قبل يا سيد بايك ولكنني أشعر بأنني أعرفه |
| Onunla hiç tanışmadım ama onu tanıdığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لم أقابله لكني.. أشعر كما لو أني عرفتة |
| Evet, eğlenceli birine benziyor. Kendisi ile tanışmak isterim. | Open Subtitles | أجل , يبدو مثل رجل مرح أنا أريد أن أقابله |
| Büyükannemin soykırımdan kurtardığı yüzüğü daha yeni tanıştığım birine verebildiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لم أتصور أنني سأعطي هذا الخاتم لشخص أقابله لأول مرة |
| Curran dün gece oradaydı, sonra bir daha görmedim | Open Subtitles | رأيت كيرين الليلة الماضية ولم أقابله منذ ذلك الحين |
| Bugün, beni henüz tanışmadığım bir adamla evlendirdi. | Open Subtitles | اليوم قد زوجني لرجل لم أقابله من قبل أبدا |
| Aslında onunla hiç tanışmadım. Sadece eski fotoğraflarını gördüm. | Open Subtitles | في الواقع لم أقابله أبداً لم أرى له سوى بضعة صور قديمة |
| Eğer fiyatı olmayan bir adam varsa, onunlar daha tanışmadım, rahip. | Open Subtitles | إذا كان هناك رجل دون ثمن فأنا لم أقابله إلى اليوم ، أيها القس |
| Söyleyecek bir şeyim yok. Onunla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | لا أملك ما أقوله عنه فأنا لم أقابله من قبل |
| Bak, eğer istersen seninle gelirim. Onunla tanışmak isterim. | Open Subtitles | . لكن إذا كنت تريد ، ان أذهب معك . أنا أود أن أقابله |
| Erkek arkadaşın varsa, tanışmak isterim. | Open Subtitles | حسناً , إذا حصلتِ على شابٍ جذاب , أنا أريد ان أقابله. |
| Dua edeyim de ölmeden önce tanıştığım son orospu çocuğu sen olma. | Open Subtitles | أتضرع إلي الرب ألا تكون أخر لعين أقابله قبل أن أموت |
| tanıştığım her erkek tarafından paspas muamelesi görmekten bıktım artık. | Open Subtitles | لقد سئمتُ مِن مُعاملتي كممسحة الأرجل مِن قبل كلّ رجل أقابله. |
| Hiç görmedim. Yanlış iz üzerindesiniz bence. | Open Subtitles | لم أقابله , أعتقد بأنكم تنبحون على الشجرة الخاطئة هنا |
| Merhaba, daha önce tanışmadığım ilginç insan. | Open Subtitles | مرحبًا، بالشخص الغريب الذي لم أقابله أبداً |
| Elbette! Ama o, beni görmek istemiyor! | Open Subtitles | أنا قلتُ هذا بالتأكيد،لَكنِّني لم أقابله حتى الأن |
| Quinlan bir ipucu bulmuş. Çok üzgünüm ama onunla buluşmam gerekiyor. | Open Subtitles | إن " كوينلان " لديه مبادرة آسف ، يجب أن أقابله |
| Bob Arthur'a ulaşmaya çalış, onunla görüşmek isteyeceğim. | Open Subtitles | انظر اذا يمكنك أن تسيطر على هذا الوضع بوب آرثر لأنى أريد أن أقابله |
| Bu yüzden o gece benimle o parkta buluşmak istedi. | Open Subtitles | لهذا السبب قال لي أن أقابله في الحديقة تلك الليلة |
| Onu hiç tanımadım, ama onun için bir anıt inşa etmeliler. | Open Subtitles | لم أقابله من قبل لكن يجب أن نفعل هذا من أجل مارسير |
| Sen acayip neşeli, özgür düşünceli bugüne kadar tanıdığım en harika insansın. | Open Subtitles | أعني, هيا أنت أروع وأسعد وأكثر شخص مفعم بالحيوية أقابله في حياتي |
| O benim arkadaşım değil. Hiç tanışmadık bile. Bir keresinde konferans bağlantısında öksürdüğünü duymuştum. | Open Subtitles | لانه ليس صديقي , لم أقابله من قبل مطلقاً أظن أني سمعته ذات مرة يسعل في مؤتمر |
| Hiç tanımadığım bir adamı eğlendirmemi istiyorsun. - Tek istediğim adama birkaç içki verip onunla sohbet etmen. | Open Subtitles | أنت تريد منّي أن أسلّيَ رجلاً لم أقابله في حياتي أبداً |
| Kendisini gece birkaç dakika görmem mümkün mü? | Open Subtitles | أيمكننى أن أقابله فى أى يوم لدقائق قليلة؟ |
| Bugün onunla buluşmamı istiyor. | Open Subtitles | ،والذي ليس مراقباً منّا .يريدني أن أقابله اليوم |