| Daha kutlamaya başlamayın. Başkan bu gece gizli bir açık artırma yaptı. | Open Subtitles | لا تحتفلوا الآن ، أقام العمدة مزاداً سرياً لبيع شجرة مساء أمس |
| Geçen yıl Jensen denen adam otoparkta Hawaii gecesi yaptı. | Open Subtitles | العام الماضي، أحدهم يُدعى جينسن قد أقام مأدبة في موقف السّيّارات |
| Dostun Brian, senin evinde 3 günlük bir tören düzenledi. | Open Subtitles | وقد أقام صديقك برايان شلبي ثلاثة أيام لذكراك في منزلك |
| Lanet James Bond bile burada kaldı. | Open Subtitles | جيمس بوند ذو النزوات الغريبة أقام هُنا. |
| İki kez başkanlık seçimlerinde kampanyama destek verdi. | Open Subtitles | لقد أقام لى الحملة مرتين حين ترشحت لمنصب الرئيس |
| Matkabını alıp, ortamını bodruma kurdu diyorlar. | Open Subtitles | حسنٌ، يُشاع أنّه أخذ مثقابه . و أقام مكاناً بالقبو السفليّ |
| Oldukça hoş bir ağaç ha? Birileri burada alem yapmış galiba. | Open Subtitles | هذه شجرة جميلة يبدو أن أحدهم أقام حفلة هنا |
| Şarkı söylemeyi ve dansı sevdiğimi anladığında bana bir çalışma stüdyosu yaptı. | Open Subtitles | وعندما علم أننى أحب الموسيقى والرقص أقام لى الاستوديو .. |
| Böylece Laban büyük bir evlilik kutlaması yaptı, ama gecenin karanlığında. | Open Subtitles | لذا أقام لابان احتفال عرس عظيم وفى ظلام الليل |
| Sana yakın olan herhangi biri bu kadarını yaptı mı? Tek istediğim bir şeye güvenmen. | Open Subtitles | أقام أي شخص غير مقرب لك بفعل شيء كهذا لأجلك؟ |
| Gözaltına aldığınızda kayda değer bir şey dedi ya da yaptı mı? | Open Subtitles | في أيّة لحظة، عندما كنت محتجزًا له أقام بفعل أو قول أي شيء غير طبيعيّ؟ |
| Ben de yazdım ve yayınlandığı gün Johnson bir basın toplantısı düzenledi ve Hoover'ı FBI başkanlığına atadığını söyledi! | Open Subtitles | و نشرت الأمر و في نفس يوم صدور الجريدة أقام الرئيس جونسون مؤتمرا صحفيا و قال أنه قد ثبت هوفر في منصبه حتى وفاته |
| Commodus müsabakadan hemen önce gladyatörler için özenle hazırlanmış bir ziyafet düzenledi. | Open Subtitles | في عشية المباريات أقام كومودوس وليمة فاخرة لأجل المصارعين |
| O gece Reformcu'lar balo düzenledi. | Open Subtitles | فى تلك الليلة أقام المصلحون حفلة راقصة |
| JFK, 1784 no'lu süitte kaldı. | Open Subtitles | جون فيزغرالد كينيدي أقام في الجناح رقم-1784. |
| Neden orada kaldı, herkesten uzak. | Open Subtitles | لماذا أقام هناك، بعيداً عن الجميع؟ |
| Geçen sene biz yokken birisi evimizde bir parti verdi. | Open Subtitles | حسناً العام الماضي بينما كنا خارج المدينة أقام أحدهم حفلة بمنزلنا |
| Ve sonunda, Steve kutlanacak bir şeyin olmamasının kutlandığı bir parti verdi. | Open Subtitles | واخيرأ ستيف أقام حفل بمناسبة انه ليس لديه اي مناسبة |
| Dükkanı buraya kurdu, meraklı gözlerden uzağa. | Open Subtitles | لقد أقام مختبراً هنا، بعيداً عن أعين المتطفلين كما كان من قبل |
| Eroinin ABD'ye gelmesi için ilk boru hattını kurdu. | Open Subtitles | وقد أقام خط الانابيب الأول للهيروين القادم إلى الولايات المتحدة |
| Warren Harding beyaz sarayın tuvaletinde seks yapmış, ve ptomen zehirlenmesinden ölmüş, ve sonra karısının bunu anlayıp onu öldürdüğü söylenmiş. | Open Subtitles | "وارين هاردين" أقام علاقة في خزانة البيت الأبيض و توفي متسمماً الإشاعات تقول بأن زوجته من قتلته |
| Archie'nin patronumla yattığını biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون يا رفاق أن آرتشي قد أقام علاقة مع مديرتي؟ |
| Sağ ol ama düzenleyen kişi ben değilim. | Open Subtitles | شكراً لكَ، لكني لستُ من أقام هذا الحفل |