| yaklaşırsan ne yaparım biliyor musun? Yüzüne tükürürüm! | Open Subtitles | أننى أحذرك , إن أقتربت منى سأبصق فى وجهك |
| İkimizden birine yaklaşırsan öldürürüm seni. Saatinden kurtul. | Open Subtitles | أذا أقتربت من أى منا سأقتلك وتخلص من ساعتك |
| Daha da yaklaştım ve gerçekten çığlık attım. | TED | و عندما أقتربت أكثر و أكثر , في الواقع صرخت |
| Belki de çok yaklaştım. Bilmiyorum. | Open Subtitles | ربما كنت قد أقتربت من الأمر , لا أعلم |
| 3 helikopter, herkesin, uzay gemisinin önü olduğu konusunda aynı fikirde olduğu yere doğru yaklaşıyor. | Open Subtitles | أقتربت الثلاثة طيارات من المكان الذى تم الاجماع بأنه مقدمة هذه السفن الفضائية |
| Her zaman oralarda bir yerlerde olacak, ve ne kadar yakın olursa o kadar iyi. | TED | ستكون دائماً هكذا ، وكلما أقتربت ،كانت أفضل. |
| - Cephanem neredeyse bitti! - Tamam, bu tarafa geç. | Open Subtitles | أقتربت ذخيرتي على الأنتهاء حسنا تعالي إلى الداخل |
| Eve dönmeye çok yaklaştın. | Open Subtitles | أقتربت أكثر مما تتخيل لكي تعود الى منزلك. |
| Çevre çitine çok yaklaşırsa sırtındaki alet ona elektrik verecek. | Open Subtitles | جهاز التعقب سوف يصقعها إذا أقتربت كثيراً من محيط السياج. |
| - Ona yaklaşırsan, kalbini sökerim. Ciddiyim. | Open Subtitles | أذا أقتربت منها , سأقتلع قلبك من ضلوعك أعنى هذا |
| Bir kere daha kızıma yaklaşırsan, seni öldürürüm, duydun mu? | Open Subtitles | إذا أقتربت من ابنتي مرة أخرى سأقتلك، سمعتني؟ |
| Yemin ederim, bana bir santim daha yaklaşırsan seni vuracağım. | Open Subtitles | , أقسم بالله , إذا أقتربت بوصة واحدة إلي سأطلق عليك النار |
| Ona daha da yaklaştım. Kendi kanında boğulduğunu gördüm. | Open Subtitles | و عندما أقتربت منه، وجدته يختنق بدمائه |
| Endişelenme Weebo. Çok yaklaştım. | Open Subtitles | لا تقلق , "ويبو" أننى أقتربت كثيراً |
| yaklaştım. Ama daha bir ayım var. | Open Subtitles | خمس باوندات أخرى لقد أقتربت |
| Kafalarınızı kaldırın, millet. Büyük bir dalga yaklaşıyor. | Open Subtitles | الأمواج أقتربت من الشاطيء والناس بكثرة وعلى مقربة من الماء |
| Yıldönümümüz yaklaşıyor, ben de düşündüm kocama kendi filmimizi çekmekten daha iyi bir hediye veremem diye. | Open Subtitles | حسنٌ ، أقتربت ذكرى زواجنا السنوية، وكنتُأفكربأنّ.. ما من هدية أفضل لزوجي، عن القيام بفلمنا الخاص. |
| Yıldönümümüz yaklaşıyor, ben de düşündüm kocama kendi filmimizi çekmekten daha iyi bir hediye veremem diye. | Open Subtitles | حسنٌ ، أقتربت ذكرى زواجنا السنوية، وكنتُأفكربأنّ.. ما من هدية أفضل لزوجي، عن القيام بفلمنا الخاص. |
| Hıristiyanlar' ın "İkinci Gelen" zamanı artık çok yakın. Kehanet yavaş yavaş gerçekleşiyor. | Open Subtitles | ساعة البعث الثانى للمسيح قد أقتربت النبوءات تتحقق واحده بعد الأخرى |
| Herkes daha yakın olmam ve kendimi soyutlamamam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن كل شخص أقتربت منه تمكنت من أبعاد نفسي عنه بطريقة شنيعة |
| Orta yaş neredeyse ve seni sevdiğimi bilecek yaştayım. | Open Subtitles | أقتربت من منتصف العمر وأنا كبير ما يكفي لأعرف أنني أحبك |
| Öyle bir kız bulmak neredeyse imkansız ama bekleyişin her saniyesine değdi. | Open Subtitles | هذة الفتاه أقتربت من أيجادها ولكن أسؤ شيء هو الإنتظار |
| Ama kimsenin yapamadığı kadar yaklaştın. Nasıl? | Open Subtitles | لكنك أقتربت أكثر من أي شخص كيف فعلت هذا ؟ |
| Eğer ortam sıcaklığı vücutlarınkine on derece yaklaşırsa o zaman kamera insanlarla duvarları ayırt edemez. | Open Subtitles | إذا أقتربت حرارة المحيط من حرارةالجسدبعشرةدرجات... لن تستطيع الكاميرا التمييز بين الناس والجدران |
| Eğer ailemin yanına tutuklama emri olmadan gelmeye kalkarsan seninle bir problemimiz olur. | Open Subtitles | اذا أقتربت من عائلتي بدون المذكرة، سيؤدي ذلك الى مشاكل في ما بيننا. |
| yaklaştıkça çoğunun elbiseleri vb. detaylarını da görebileceğimi düşündüm. | TED | و أعتقدت عندما أقتربت أكثر أنني سأتمكن من رؤية كل تفاصيل الأشخاص أرى ملابسهم و هكذا |