| Yemin ederim, bunu yapanları işkencelerle öldürteceğim. | Open Subtitles | أقسم بأن اولئك سيدفعون الثمن بالموت والتعذيب |
| Yemin ederim bu herif kağnı gibi vallahi. | Open Subtitles | أقسم بأن ذلك الرجل يتحرك كما لو أنه يمشي على بيض |
| Ama Yemin ederim sana yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | لكنّي أقسم بأن افعل كل مافى وسعى لمساعدتك |
| Kazandığım ve Fransa'nın ruhunu yaymak için yazdığım her şey adına Dreyfus'un masum olduğuna Yemin ederim!" | Open Subtitles | بأن دريفوس بريء.. بكل ما أملك، بكل ما كتبت لبعث الروح في فرنسا.. أقسم بأن.. |
| Tanrı şahidim olsun, gerçeği, bütün gerçeği söyleyeceğime yemin ediyorum. | Open Subtitles | أقسم بأن أقول الحقيقة الحقيقة كاملةً ولا شئ غير الحقيقة فليساعدني الرب |
| Zamanında adamın 200 banka soyduğuna yemin edebilirim. | Open Subtitles | أقسم بأن هذا الرجل سرق اكثر من 200 مصرف في حياتة |
| Tamam, gerçeği söyleyeceğime Yemin ederim. Ne bilmek istiyorsun? | Open Subtitles | حسنا ، أنا أقسم بأن أقول الحقيقة ماذا تريد أن تعرف؟ |
| Yemin ederim ki ikram ettiği şarap, kendi kimya fabrikasının ürünü. | Open Subtitles | أنا أقسم بأن هذا النبيذ الذي قُدم لنا قد تم إعداده في مصنعه الكيميائي |
| Yemin ederim o çocuk izin almadan tuvalete bile gidemiyordur. | Open Subtitles | قد أقسم بأن ذلك الصبي لا يتبول بدون إذنها |
| Sana Yemin ederim, yarısından çoğu kahvaltıda saf şeker yediler. | Open Subtitles | أقسم بأن نصفهم تناول سكراً فاسداً على الفُطور |
| Hayır. Yemin ederim bu doğru. Kimse onun nereye gittiğini ya da nerede yaşadığını bilmiyor. | Open Subtitles | لا, لا , أقسم بأن هذه هي الحقيقة لا أحد يعرف من هي أو أين تعيش |
| Hayır... Yemin ederim ki daha şimdi para elimdeydi cüzdanım da. | Open Subtitles | كلا، أنا أقسم بأن النقود كانت فى يدي بجانب محفظتى |
| Yemin ederim ölüm onların ailesini bir sokak köpeği gibi izliyor. | Open Subtitles | أقسم بأن الموت يتبع تلك العائلة مثل جروٍ ضال |
| Bu adamın diri diri yakılacağına derisini elbise olarak giyeceğime Yemin ederim! | Open Subtitles | أقسم بأن يكون ذلك الرجل حيا عندما أرتدي جلده مثل القميص |
| Yemin ederim, kafein almamak hamileliğin en kötü kısmı. | Open Subtitles | أقسم , بأن القانون بعدم شرب شيء يحتوي الكافيين هو الجزء الأسوء خلال فترة حملي |
| Biliyorum, ilaç çektim, ama Yemin ederim beni içeri odaya ittiğinizde? | Open Subtitles | أنا أعرف أني تحت تأثير المخدرات و لكني أقسم بأن تلك الغرفة اللتي دفعتنوني إليها |
| Yemin ederim, evlilik sözleşmeleri yasaklanmalı. Kanserden daha fazla adam öldürüyor. | Open Subtitles | أقسم بأن هذه الإتفاقية كانت ممنوعة حسناً، إنها تقتل أكثر من رجل عن إصابتها بالسرطان. |
| Dördünün de üzerine silah olduğuna Yemin ederim. | Open Subtitles | أقسم بأن هؤلاء الأربعة يحملون أسلحة بيضاء |
| Gerçek olduğuna yemin etti. Tamam ama o kadar basit değil. | Open Subtitles | أقسم بأن تلك هي الحقيقة - ليس الأمر بهذه البساطة - |
| Sana yemin ediyorum buraya gelerek sen şimdi daha da yükseldin. | Open Subtitles | أقسم بأن طول قضيبك 6 إنشات وأنك أجمل بمقدار الضعف منذ قدومك للمرة الأولى |
| Birinin içeride beni izlediğine yemin edebilirim. | Open Subtitles | هذا غريب، أكاد أقسم بأن شخص ما كان هناك يراقبني |