Yani o günlerde, bizi referans alırsak IBM hemen hemen Pentagon gibiydi. | Open Subtitles | أقصد في تلك الأيام، كأقصى ما يمكن أن نسببه من قلق اي بي ام كانت تقريبا مثل البنتاغون |
Ve bu gerçekten de sahip olduğun herşeydir. Yani benim durumumda, her neyse. | Open Subtitles | كل هذا الوقت الذي تملكه أقصد, في حالتي, علي أي حال |
Oh, Gözetliyorum. Yani, bilirsin, bazen. | Open Subtitles | أوه أنا أختلس النّظرات أقصد في بعض الأحيان |
Yani, hep insanların hakkımda düşündüğünü tahmin ettiğim şeyleri duymak. | Open Subtitles | أقصد في الواقع وفقاً لكل ما سمعته لذا إفترضت دوماً أن الناس تُفكّر |
Yani 2007 yılında bazı ülkelerin başındakiler hâlâ dayak cezasını onaylıyorlar. | Open Subtitles | أقصد في عام 2007 بعض المدن في الواقع لا تزال تغفر العقاب الشخصي |
Dünyaca meşhur. Yani ilçe çapında meşhur. | Open Subtitles | إنه مشهور في العالم كله أقصد في البلد كله |
Rüyamda evde olduğumu gördüm- eski evim, Yani evlenmeden önceki evim. | Open Subtitles | لقد كنت أحلم بأني في البيت أقصد في بيتي القديم ، قبل أن أتزوج. |
Yani, rüyanda, bilmiyorum, düşersin ve aniden uyanırsın. | Open Subtitles | أقصد في الأحلام، لا أعرف عندما تحلم أنكَ ساقط تستيقظ |
Yani sonuçta bu tür haberleri verme konusunda daha tecrübelisin. | Open Subtitles | أقصد , في النهاية لقد حظيت بتمرين أكثر بإخبار هذا النوع من الأخبار |
Yani bence... tüm bu çılgınlık en iyisi içindi. | Open Subtitles | أقصد في الواقع أظن أن كل هذا الجنون كان للأفضل. |
Yani, bu ilişkimizi daha güçlü hale getirecek bence. | Open Subtitles | أقصد في الواقع أظن أن هذا سيجعل علاقتنا أقوى. |
Yani sen, bugüne kadar hiç annenle babanı düşünmedin mi? | Open Subtitles | أقصد في كل تلك السنوات الماضية معًا، ألم تفكر بشأن أمي وأبي؟ |
Yani geldiğim zamanda ölmüştün. | Open Subtitles | أقصد في زمني، فإنّك سبق أن وافيت المنية. |
Yani, şu geçtiğimiz 8 hafta boyunca "baba" diyemedim. | Open Subtitles | أقصد.. في ال 8 أسابيع الذين مضوا |
Eğer bu gerçekleşirse, demek olur ki beni öldüren herifle ve beni öldürenlerden hiç hoşlanmam, genellikle Yani. | Open Subtitles | أقصد في حالة حدث ذلك فإنهسيكونالرجلالذيقتلني... وأنا لا أطيق الرجل الذي سيقتلني ... |
Peki kendini nerede görüyorsun, gelecekte Yani? | Open Subtitles | حسناً ، كيف ترى نفسك؟ أقصد في المستقبل؟ |
O çok mükemmel biri, Yani, yaptığı her şey. | Open Subtitles | انهامذهلة, أقصد, في كل شئ تفعله |
Yani, bu zamanlar... bir hediye. | Open Subtitles | . . أقصد , في هذا الوقت هذه هدية |
Yani belli başlı yerler. Her yeri 1,5 km d-derin değil. | Open Subtitles | أقصد في الأماكن ليست بكل مكان عمقها ميل |
White Pine Bay'e Yani, bu markete değil. | Open Subtitles | أقصد.. في الخليج الأبيض.. أعني |