| Tek yapman gereken gözlerini aşağıda, Omuzlarını dik tutmak. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعليه هو . أن تخفضي عينيك و ترفعي أكتافك |
| Tamam dikkatini topla, Junior. Omuzlarını düz, dizlerini bükük tut. | Open Subtitles | عليك أن تكون منتبهاً وتكون أكتافك مستقيمة وركبك منحنية |
| Ayrıca beni omuzlarına koyardın ve böylece Noel ağacındaki yıldıza dokunabilirdim. | Open Subtitles | لكن أتذكر وأتذكر عندما كنت صغيرة إعتدت أن تحملني على أكتافك |
| ...ve onunla küçükler liginde o topu yakalamıştım sen de beni omuzlarına almıştın hani. | Open Subtitles | وأنا أمسكت بتلك الكرة الطائرة في إحدى البطولات وأنت حملتني فوق أكتافك.. |
| - omuzların çok gerilmiş. | Open Subtitles | لديك الكثير من التوتر في أكتافك حدث ولا حرج |
| Omzunu dik tut biraz tıpkı bir moruk gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أرجع أكتافك إلى الخلف أنت ماشي زي الراجل العجوز |
| Seninki omuzlarda, ve çok azı da... poponda. | Open Subtitles | فى حالتك .. الاجهاد فى أكتافك وقليلاً أسفل ظهرك |
| Tamam kardeşim. Omuzlarının üzerinde son derece güzel bir kafa taşıyorsun. | Open Subtitles | حسناً يا أختاه هذا رأس جميل الذى فوق أكتافك |
| Bir dahaki sefere, kafan omuzlarından ayrılır! | Open Subtitles | فى المرة القادمة ستنفصل رأسك عن أكتافك. |
| Bu kızak işi, Omuzlarını kullandığını söyledin, nasıl yapıyorsun? | Open Subtitles | تقولين بانك تستعملين أكتافك للتوجيه, كيف يحدث ذلك بالضبط؟ |
| Omuzlarını geriye yaslayarak sür ve başını daima dik tut. | Open Subtitles | تجول بأظهار أكتافك وراسك مرفوع بفخر |
| Omuzlarını biraz daha kapatman gerekiyor. | Open Subtitles | يمكن أن تغطّي أكتافك أكثر بعض الشيء |
| - Omuzlarını geriye at. | Open Subtitles | إسحبي أكتافك للخلف |
| Bu yüzden, zamanı geldiğinde omuzlarına çıkabilir ya da gerekirse ölü cesedinin üzerinde durabilirim. | Open Subtitles | لذا عندما يحين الوقت أستطيع ان اقف على أكتافك أو جثتك إذا لزم الأمر |
| Etek giy, omuzlarına şal ört, saçına da bir şeyler yap. | Open Subtitles | إرتدي فستان وغطي أكتافك وقمي بشيء لهذا الشعر |
| Artık bir trençkot giyip omuzlarına çıkabilir ve lunapark hız trenine binebilecek kadar uzun biri olup eğlenceli şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | الآن يمكنني فعل أشياء ممتعة كـالصعود على أكتافك وإرتداء معطف طويل وأكون طويلاً كفاية لركوب القطار الدوّار |
| omuzların, zarif boynuna saplanmış oklar gibi narin kalçaların ve ceylan gibi yürüyüşün şehvet, tasasızlık ve harikalık vaat ediyor. | Open Subtitles | أكتافك مثل رماح ،عالقة في عنقك الدقيق خصرك النحيل، ومشيتك الناعمة هما وعد بالإشتهاء |
| - Hayır, kollar omuzların parçasıdır. | Open Subtitles | كلاّ، إنهم ليسو كذلك. إنهم جزء من أكتافك. |
| O zarif omuzların üzerinde güç çok güzel oturacak. | Open Subtitles | القوة كانت ستلائم أكتافك الأنيقة |
| Tahmin ettim. Omzunu düşürüyorsun. | Open Subtitles | أنا أري ذلك أنتِ تخفضين أكتافك |
| Omzunu ovmamı falan ister misin? | Open Subtitles | أتُريدني أن أفرك أكتافك أو شئ؟ |
| Seninki omuzlarda, ve çok azı da... poponda. | Open Subtitles | فى حالتك .. الاجهاد فى أكتافك وقليلاً أسفل ظهرك |
| Omuzlarının üzerinde seksi bir kafası olan kötü bir fikirsin sen. | Open Subtitles | انت فكرة سيئة مع رأس جيد على أكتافك |
| Sanki omuzlarından inen kol yerine iki bacak varmış gibi gözüküyor. | Open Subtitles | واو, يبدو ان لديك ساقين تخروج من أكتافك |
| Sıkıldığım ve yorulduğum zaman omuzlarında adım atacağım. | Open Subtitles | أنا سأخطو على أكتافك عندما أكون ضجر ومتعب |