| Uzayın derinliklerini keşif başladığında her şeye ismini veren büyük şirketler olacak: | Open Subtitles | .. وراء نسخه عندما يتم أكتشاف أغوار الفضاء ستطلق الشركات أسماً علي كل شئ |
| Dünyanın neresine uyum sağlayabileceğimizi bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول أكتشاف أين هو مكاننا الملائم فى العالم |
| Aslında bunu kendim öğrenmeye çalışmıştım ama başaramadım. | Open Subtitles | الحقيقه أننى حاولت أكتشاف هذا بنفسى لكننى فشلت |
| Bu gemi, insanlığın Yıldız Geçidinden sonraki en büyük keşfi olabilir. | Open Subtitles | هذه السفينة ممكن أن تكون أهم أكتشاف للأنسانية منذ (ستارغيت) نفسها |
| Yani insanlık tarihindeki en büyük buluşu bize yalan söyleyen bir adama emanet edelim öyle mi? | Open Subtitles | إذا سنضع ثقتنا في أعظم أكتشاف في التاريخ البشري لرجل كذب عليك صحيح ؟ |
| Yabancılar tespit edildi. Yok edilmeleri için hedeflendiler. | Open Subtitles | تم أكتشاف دُخلاء , يُستهدفوا ليتم قتلهم |
| Bu yeri ele geçirmenin ne kadar zor olabileceğini çözmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يحاولون في أكتشاف ما مدى صعوبة الأستيلاء على هذا المكان |
| Yok artık, eğer gözleri iyi görmüyorsa bunu öğrenmek kolay olacak. | Open Subtitles | أجب الان, هل يفقد بصره سيكون من السهل أكتشاف ذلك. |
| Belki de haklısın ama ikimiz arkadaş olacaksak başkasından öğrenmeni istemedim. | Open Subtitles | ربما أنت محق ولكن إن كنت أنا وأنت سنصبح أصدقاء لم أريد منك أكتشاف هذا عبر شخصاً آخر |
| Bu dünyanın görebileceği en büyük bilimsel keşif. | Open Subtitles | في طريقه لما قد يكون... أعظم أكتشاف علمي قد رآه العالم على الاطلاق |
| Bu, Tao Tei tarihindeki en büyük keşif. | Open Subtitles | أن هذا أهم أكتشاف في تاريخ وحوش "تاو تي". |
| Çok büyük ve güzel bir keşif. | TED | أكتشاف عظيم ، و هائل |
| FBI burayı bulmaya yakın mı? | Open Subtitles | هل مكتب التحقيقات الفيدرالي قريب من أكتشاف هذا المكان؟ |
| İnsanları neyin mutlu ettiğini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أكتشاف ما الذي يجعلُ الناس سعداء |
| - Terapist kılığına girip hepimizin hakkında bildiklerini öğrenmeye çalışıyorum bugüne kadar kendine güveni olmayan, utangaç ve kafası karışık biriydi ama görünüşe bakılırsa Ben ona, benim ne kadar hassas deli ve soğuk biri olduğumu söylemiş. | Open Subtitles | - ماذا؟ - كنت أتظاهر بأني معالجتها النفسية محاولة أكتشاف ما تعرفه عنّا؟ |
| Biz de bunu öğrenmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | ما زلنا نحاول أكتشاف ذلك |
| Oseberg keşfi bize bu dönemi anlamak için eşsiz bir fırsat tanımıştır. | Open Subtitles | أكتشاف " ويسبرج " أعطانا مفهوماً مميزاً لهذهِ الفترة |
| Dünyanın en büyük Viking keşfi ama bize söylediği tek şey: | Open Subtitles | أكبر أكتشاف " للفايكينغ " في العالم والشيئ الوحيد الذي يخبروننا بهِ |
| Kariyerimin en büyük buluşu olabileceği gibi tam bir fiyaskoya da dönüşebilir. | Open Subtitles | قد تكون أعظم أكتشاف بمسيرتي المهنية أو قد تكون كارثة |
| Evet ve eğer buradaysa, insanlık tarihinin en önemli buluşu olacak. | Open Subtitles | تابوت العهد ؟ أجل، وأذا كان هُنا سيكون هذا اهم أكتشاف في تاريخ البشرية |
| Güvenli evde beş kişi olduğu tespit edildi. | Open Subtitles | تم أكتشاف خمسه داخل المنزل ألأمن |
| Andrea Ghez ve takımı son 15 yıllarını bunu çözmeye adadılar. | Open Subtitles | أندري كاز" وفريقها" أمضوا 15 عام يحاولون أكتشاف ذلك |
| Babanızın kim olduğunu öğrenmek istiyorsanız size test yaptırmanızı öneririm. | Open Subtitles | حسنا, اذا كنتم تريدون أكتشاف من هو والدكم فأقترح بعمل تحاليل لانه كقضاء من المحكمة العليا |
| Lorne kaynaklarını kullanıp Holtz'un neyin peşinde olduğunu öğrenmeni istiyorum. O dışarıda bir yerlerde. Bunu hafife alamayız. | Open Subtitles | أكتشاف الذي يخطط له (هولتز), فهو بالخارج ولا يمكننا نسيان ذلك |
| Bu harika bir buluş. | Open Subtitles | هذا أكتشاف رائع |