| Burada senin için, çevrecilere yaranmaktan çok daha önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | يوجد هنا شيء مهم لك أكثر أهميّة من موافقة بضعة متحمّسين بيئيين |
| İkimiz de biliyoruz ki, bir süre sonra Gizli Dosyalar'ın açık kalıp kalmayacağından daha önemli meselelerle uğraşıyor olacaksın. | Open Subtitles | التي في الفترة القليلة أنت تذهب أن يكون عنده أشياء أكثر أهميّة من سواء أو ليس بقايا الملفات المجهولة تفتح. |
| Ve ailenizin içtiği suyu arıtmaktan daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | ثمّ ماذا يمكن أن يكون أكثر أهميّة من تنقية الماء الذي تشربه عائلتك |
| Buzağılar, sesini bir makinede duymaktan daha önemli. | Open Subtitles | العجول أكثر أهميّة من سماع صوتك يخرج من الآلة |
| Yani iş bağlantını korumak bize yardım etmenden daha mı önemli? | Open Subtitles | إذاً، حماية تجارتك مع المالك أكثر أهميّة من مساعدتنا؟ |
| Sesi dinlemek iyi şarkı söylemekten daha önemlidir. | Open Subtitles | الاستماع الى الصوت أكثر أهميّة من الغناء الجيد |
| Etkili ve durdurucu güç, silahlarla ile ilgili zevkinden daha önemli, | Open Subtitles | قوّة الاختراق هو أكثر أهميّة من ذوقك في المُسدّسات. |
| Sadece hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّ هناك أشياء في الحياة أكثر أهميّة من المال. |
| Sadece hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أفهم هذا. إعتقدت بأنّ هناك أشياء في الحياة أكثر أهميّة من المال. |
| Oyuncaklardan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لدي أشياء أقلق عليها أكثر أهميّة من الألعاب |
| Bir an için işinin dostlarından daha önemli olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | لوهلة نسيت أن عملك أكثر أهميّة من اصدقائك |
| Kar zarar tutarının insanlara yardım etmekten daha önemli olduğunu söylüyorsunuz. | Open Subtitles | تقول أنّ الحد الأدنى أكثر أهميّة من مساعدة الناس |
| daha önemli olduğunu sandığım ne işle uğraştığımı hiç hatırlamıyorum. | Open Subtitles | بصراحة لا أتذكر ما الذي كنت أفعله واعتقدته أكثر أهميّة من ذلك |
| Bu spekülatif kan gerçek kandan daha önemli oldu. | Open Subtitles | تِلك الدِماء المُحتملة أصبحت أكثر أهميّة من الدِماء الحقيقية. |
| CIA'n işlerinin cinayet soruşturmasından daha önemli olduğunu söyleyerek siz yaptınız! | Open Subtitles | لقد وضعتِنا في موقف صعب عندما قرّرتِ أنّ أجندة الإستخبارات أكثر أهميّة من حل جريمة قتلٍ؟ |
| Hiçbir şey aşktan daha önemli değildir iyi bir açılış haftası haricinde. | Open Subtitles | لاشيء أكثر أهميّة من الحبّ، عدا بداية عطلة نهاية الأسبوع. |
| Fakat sizi buraya daha önemli bir oylama için çağırdım. | Open Subtitles | لكّنني إستدعيتكم هنا لأمر أكثر أهميّة من التصويت |
| Cornell hayatını mahvetti. daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | دمرت حياتك كورنيل ماذا لديك أكثر أهميّة من هذا؟ |
| Bu tesisteki insanlarin hayatini kurtarmaktan daha önemli degil. | Open Subtitles | ليس أكثر أهميّة من إنقاذ حيوات الأشخاص الموجودين في هذه المُنشأة. |
| Yemek fişleri hayatından daha mı önemli? | Open Subtitles | هل التذاكر أكثر أهميّة من حياتك؟ |
| Gururun insanlara yardım etmenden daha mı önemli? | Open Subtitles | هل كبرياءك أكثر أهميّة من مساعدة الناس؟ |
| Bazen iş yaptığın kişi yaptığın işten çok daha önemlidir. | Open Subtitles | . يكونُ أكثر أهميّة من التجارةِ التي تمارسها |