| Belki de töreni yönetmesi için daha güvenilir birilerini bulmalıyım. | Open Subtitles | ربما علي الحصول على شخص أكثر ثقة ليفعلها |
| Talihsiz gözden düşüşüne rağmen Kralın hizmetinde daha güvenilir biri yok. | Open Subtitles | بغض النظر عن فقدانه منصبه, ليس هناك رجل أكثر ثقة منه في خدمة الملك. |
| Eğer tüm resim tipleri birbirine çok benzeyen resimler üretirse biz daha güvenilir olmaya başlayabiliriz ki bizim yaptığımız resim varsayımları bu resimden çok fazla sapmaz. | TED | في حال كانت الصور الناتجة من مختلف الخصائص متشابهه فيما بينها، عندها يمكننا أن نكون أكثر ثقة أن الافتراضات التي نكونها للصورة لن تكون منحازة لخصائص نوع محدد. |
| Daha güçlü, daha özgüvenli ve tek başına çok başarılı bir kariyer yapacak. | Open Subtitles | أقوى, أكثر ثقة.. وسيكون عندها مهنة منفردة ناجحة جداً |
| daha özgüvenli, güzel, ve 3. sınıf Başkanlığı için yarışıyorsun. | Open Subtitles | أكثر ثقة وجمالاً ومرشحة لرئاسة الصف ماقبل الأخير |
| Kendinden daha emin bir hali var ve süzülerek caka satmaya başladı bile. | Open Subtitles | انها تبدو أكثر ثقة, و حتى انها تنفذ طيران منخفض مثير للإعجاب. |
| Aynı resmi farklı yapboz parçaları setinden elde ettiğimizde daha güvenilir olmaya başlayabiliriz ki yaptığımız resim kabulü, çok fazla aldığımız son resimle karşıtlık oluşturmaz. | TED | عندما نحصل على ذات الصورة بعد استخدام أجزاء أحاجي من مجموعات مختلفة، عندها يمكننا أن نكون أكثر ثقة أن افتراضات الصور التي لدينا لن تكون منحازة للصور النهائية بشكل كبير. |
| Eğer bu talebi mahkemeye götürürsem, kararın... jürinin hangi psikiyatrı daha güvenilir bulacağına bağlı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقصد أنني إذا قمت بتقديم هذا الالتماس أمام المحكمة فإن الحكم سيعتمد على الطبيب النفسي الذي تراه هيئة المحلفين أكثر ثقة وأهلية |
| Eski ortağınızdan daha güvenilir olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفترض أنك أكثر ثقة من شريكك السابق |
| Başka insanlar daha güvenilir olduğundandır. | Open Subtitles | لابد أن الآخرين كانوا أكثر ثقة |
| - Bence oraya ineceksen daha güvenilir bir ışık kaynağı almalısın. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نحظي بمصدر ضوء أكثر ثقة لو أنك ذاهب لأسفل- |
| bazılarına göre Markiz de Maynes'in daha güvenilir olduğunu söyleyebilirim... evet kraliçe onu koruyucum olarak atadı. | Open Subtitles | ومع ذلك ، أقول أن المركيز (دى ماين) أكثر ثقة من بعضهم أجل ، صاحبة الجلالة قامت بتعينه وصياً على ممتلكاتي |
| Ayrıca bu durum dört ülkede yapılan araştırmayla da bağdaşıyor, renkli ofislerde çalışan insanlar daha atik, daha özgüvenli ve sıkıcı ortamlarda çalışanlara göre daha arkadaş canlısı. | TED | وهذا يتوافق مع بحث أجري في أربعة بلدان، مما يدل علي أن الناس الذين يعملون في المكاتب الأكثر تلونًا هم أكثر انتباهًا، أكثر ثقة وأكثر ودًا من أولئك الذين يعملون في أماكن ذات لون واحد. |
| İnsanları daha dirençli, daha özgüvenli yapmaya çalıştım ve daha fazla yetenekleri olması için uğraştım ki piyasada rekabet edebilsinler hiç tanışmadıkları diğer insanları suçlamasınlar. | TED | أحاول أن أجعل الناس أكثر مرونة، أكثر ثقة بالنفس، أكثر قدرة على امتلاك المهارات للتنافس في سوق العمل حتى لا يكون لديهم مجال لإلقاء اللوم على الآخر، الآخرون الذين لم يقابلونهم أبدًا. |
| Gittikçe daha özgüvenli ve güçlü hale geliyorlardı. | Open Subtitles | حيث صاروا أكثر ثقة وقوة |
| Bu numara olsaydı, kendimden daha emin olurdum. | Open Subtitles | إذا كانت هذه خدعة فسأكون أكثر ثقة |
| Kendimden daha emin, korkusuz yaptı beni. | Open Subtitles | جعلني أكثر ثقة وشجاعة. |