| Büzüşmüş bir penisin ucundan sarkan deniz yosunundan daha romantik bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيئ أكثر رومانسية من طحل بحريي عالق بقضيب ذابل و بارد |
| Bu dünyada ardı ardına ölen yaşlı çiftlerden daha romantik hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو أكثر رومانسية من زوجين كبيرين في السن يموتان معاً |
| Kaçırılmış ve yaralı bir kadından daha romantik bir hediye düşünemiyorum! | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر رومانسية من أن تهدي أحدهم إمرأة مخطوفة ومصابة |
| Başka hiçbirşey, yaralı ve kaçırılmış bir kadın hediye etmekten daha romantik olamaz! | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر رومانسية من أن تهدي أحدهم إمرأة مخطوفة ومصابة |
| Peki, bir adamın, ne istediğini bilmesi ve onu sana vermeye çalışmasından, daha romantik ne olabilir ki? | Open Subtitles | ماذا قد يكون أكثر رومانسية من رجل يحاول أن يعطيكِ ما تريدينه؟ |
| Ay ışığında tekne turu yapan yolcuları zehirlemekten daha romantik ne olabilir ki? | Open Subtitles | لا يسعني التفكير في أي شيء أكثر رومانسية من تسميم الركاب على متن سفينة سياحية في ضوء القمر. |
| 47 basamak inmekten daha romantik ne var ki? | Open Subtitles | حسناً, ما هو أكثر رومانسية من اني هرولت 47 طابق؟ |
| Bu bizi kuzen yapar çünkü yasak aşktan daha romantik bir şey olamaz. | Open Subtitles | أبناء عم, لأنه لا يوجد شيء أكثر رومانسية من الحب المحرم |
| Bunu düşün, daha romantik ne olabilir... bütün hayatını kenara atmak ve yakışıklı biriyle kaçmak... restorantta tanıştığın siyah saçlı biriyle? | Open Subtitles | فكري في الأمر ماذا يمكن ان يكون أكثر رومانسية من ترك كل حياتك خلفك والهروب مع شخص ما وسيم بشعر اسود للتو شاهدتيه في مطعم؟ |
| Elektrik kesintisinden daha romantik bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا لايوجد ما هو أكثر رومانسية من العتمة |
| daha romantik ne olabilir? | Open Subtitles | ما أكثر رومانسية من هذا ؟ |
| Hayır daha romantik bir şekilde halledeceğim. | Open Subtitles | الوضع أكثر رومانسية من ذلك |
| Blaize Kalesi, hiçbir şey daha romantik olamaz. | Open Subtitles | قلعة (بلايز لا شيء أكثر رومانسية من ذلك |